Kovaladım

Hayatımın yarısı hayatıma yetişmeye çalışmakla geçti,gidenlerin peşinden koşmak,umudu kovalamakla.Er ya da geç kaçıracağımın farkındaydım,ama bunun tek bir bakışta gerçekleşmiş oluşu beni gerçekten ardı arkası gelmeyen bir şaşkınlığa sürüklemişti.Kısa bir rüya,gerçek kadar bir serap gibiydi;tutamadım,ben de kayboldum izinde.Sonrası yine herzamanki hikaye;bir rüzgar esiyor,o da ben de dünyanın öbür ucuna.Sorsan aynı yerdeyiz,kovalasan çok uzakta.Mantıksız geliyor değil mi;aynı düzleme denk düşüp bir o kadar mesafe barındırmaktaki asıl mantık nedir?Sanırım kovalamadan öğrenemeyeceğiz,işte o yüzden devam.Asla yetişemeyeceğimin bilincindeyim ve bu yüzden en az deliler kadar umutsuz ve üzgünüm;ama yetişmeye değer bir sebebim olmadığı için de en az kuşlar kadar özgürüm.Boştan yere debelenmek koymaz bana,sanki yapmadığımız şey mi;benim tek sindiremediğim var,o da zaptedemediğim duygularım,içimdeki ben.

Ne zaman ki ruhsuz,robot gibi bir insan olmayı başarırsam ancak o zaman mutlu olurum.Ama asla olamayacağım,benim farkım bu.Diğer pek çok insanda olmayan bir fark bu,bunu biliyorum ve bu yüzden çok az da olsa rahatım diyebiliriz.

Öyle ki şimdilerde kovalanılan taraf ben oldum.Abinizin işi bitmez ki zaten,adeta bir mıknatıs gibiyim.Binbir dert,binbir müsibet.Kaldıramayacak değilim korkmayın,ama üzülmek serbest.Hayır biri de çıksa dese ki''Ben seni bundan kurtarırım!''
Cidden bu kadar zor mu ya,bu kadar zor mu birilerinin gelip geçmişi unutturması,geleceğe dair olumlu hisler sunması.Çeksin alsın beni birisi,yanımda olsun,derinlerimde hissedeyim.Sen,O veya bir başkası değil;bambaşka,benzersiz birisi.

Öyle birisi var mı be abim,yoksa sadece filmlerde mi olur o güzel kent masalları.Bilmem kaç milyonluk dünya sözde,hani?

0 Yorum:

Yorum Gönder