Gönül Dağı

Öyle bir dağ ki bu,ardından gözüken sadece uçsuz bucaksız bir sis;bizimle nefsimiz arasındaki büyüleyici gölge,adeta bir perde.İnsan ne zaman yalnız kalıyor sizce,elbette ki bu dağın zirvesinde.Her ne zaman ki kendi gönlünün en derinlerine inmiş,en tepesine tırmanmış olursun;işte o vakit kim olduğunu anladığında,bil ki yapayalnızsın.Özündeki sana ulaşınca diğerlerini kaybediyorsun usulca,çünkü onlar gerçek sana değil de bu zamana kadar yaşamış olduğun koca bir yalana dayanarak biliyor seni.

İşte bu yüzden sadece bebekler masumdur,çünkü yalnız bebekler ilk doğdukları kadar masumdur.Sonra herzamanki yel eser birden,farketmeden değişir ve kirlenir insanlık.Bir gün anlamaya başladığında tırmanır gönül dağına,o vakit ikinci defa buluşur kendisiyle hayatında.Fakat bu sefer bebek değildir,artık bunun ne denli kıymetli bir hazine olduğunun bilincindedir.Hemen kavrar onu,tüm o yalan kimliğini tek bir defada gömer atar adeta.
Hani derler ya''Zirve zorludur!'',cidden de öyle.Ama ilk önce kendi zirvesine çıkması lazımdır insanın;yoksa sap olduğunu zannettiği baltaların ona saplandığını asla çözemeyecek ve kendini bu derin yaralardan asla kurtaramayacaktır.Ne kadar erken o kadar iyi be abi,kendini erken tanımak önemli.

Ama ben böyle deyince de doğal olarak bana bakma ihtiyacı hissediyorsun sen,ama ben o kadar başarılı olamadım sanırım.Belki kendimi tanımış,zayıf ve kötü yönlerimi kontrol etmeyi öğrenmiş ve az da olsa nefsime ses geçirebilen birisi oldum şimdi;ama ne değişti şimdi,mutlu desen değilim,zirve kadar yalnız ve soğuğum.Kime ne faydası oldu peki bunun,ben kazanmadıysam kim kazandı bu oyunu?

0 Yorum:

Yorum Gönder