Serum Damlası

Hastanede geçirdiği günler insan için düşünmeye bire bir,hele ki ağrıları varsa.Hani bazen öyle düşünceli bir anınız olur da en lüzumsuz şey dikkatinizi çeker ya,bende de tam bu oldu işte.Serumdan ağır ağır akan her bir damla,aynı hızda seyreden kalp atışlarım,odadaki bozuk lambadan çıkan o cızırtı ve çok dahası...

Ancak pek çoğunuzun tahmin ettiği gibi delirmedim,hatta aksine bunlar bana hayatı bir kez daha sorgulayıp irdeleme gereksinimi hissettirdi.Hayatı,zamanı,fiziği,kimyayı,boyutları,şekil ve halleri,değer ve potansiyelleri mesela.
Bana özellikle de şu son birkaç yıldır yöneltilen''Nasıl aklına geliyor da yazıyorsun?''sorusuna gayet de net bir cevap değil midir sizce bu?

Düşünmek için vakit,belli bir ruh hali,zindelik ve benzeri hiç birşey gerekmez;insan her saniye büyük küçük herşeyi düşünür aslında,sadece benim gibi düşünen bazıları beyninde akıp gitmekte olan bu en ufak düşüncenin bile köküne inmeye çalışmakla vakit harcar.Üstelik bunu neden yaptığım hakkında en ufak bir fikrim bile yok,''seviyorum''derdim ama bu kadar zahmeti sevmek biraz garip kaçardı.

Zahmet de değil aslında,sadece siz farkına varmadan her saniye gerçekleşmekte olan bir dizi döngü ve olayı bilinçli bir şekilde yaşayıp resmedebilmektir bu...

0 Yorum:

Yorum Gönder