Hadi Sor

Hadi sorun bana,ne isterseniz.Kim olduğum,ne olduğum,neden olduğum,nedeni olduğum,ne olduğu ve kim olduğunu sorun bana.Bilirsiniz ben üşengeç bir adamımdır,bu yüzden hepsine tek bir cevap vereceğim.Herşeyin cevabı tek bir HİÇ aslında,sorulabilecek tüm soruların cevabı bu hiçten geçiyor mutlaka.Hep hiç değildi tabi,sonradan oldu.Birgün hiç ummadığım bir anda oldu herşey,sonrasında bu anlardan pek çok defa geçirdim,hem de üst üste.Ne olacağını bile bile her defasında aynı şeyi yapıp yine aynı şeyin sonucuna katlandım.Değişmedim ben,hâlâ aynıyım,aynınım,aynısıyım.Hepimiz aynıyız aslında,hatta aynayız hepimiz.Kafanız mı karıştı?Bırakın karışsın,zaten bir bakıma karışma değildir bu.Karışmanın aksine bir ayılma gibi düşünün,sizin karışıklık dediğiniz şey aslında karışıklılığı farkettiğinizdeki ani düzen anı sadece.Neyse,siz ne soracaktınız bana?Sizin ne soracağınızın ya da kimin ne soracağının bir önemi yok,eğer ortada bilinen veya bilinmeyen bir cevap varsa sormanın bir anlamı yok.Madem bir cevap var,bu cevaba ulaşmak için gereken tek şey sormak mıdır?Sanmıyorum,öyle olsa insanlar sadece soru soran ucube kişiliklere dönüşürlerdi,ki bunu hiçbirimiz istemeyiz.İsteseydik ne olurdu,bu gibi saçma ve berbat birşeyi isteyebilme gücümüzün olması ayrı bir mantıktı,ya da bir delilik.
Tımarhaneler,sırf dışarıdakiler kendini akıllı sansın diye insanların kapatıldığı yerler.Kendini bulan ve hayattaki o kimsenin farkedemediği mantık hatasını farkedenlerdir deliler,ama deli oldukları için neyi farkettiklerini söyleyemezler.Gerçeği farketmiş birisini deli gösterip ona olan inancı yitirmeyi sağlamak halktaki o sözde dengeyi koruyacaktır.Siz siz olun,uyuduğunuzu bilin.İnsan asla farkına varamayacak birşeylerin,vardığında da ne yapıp edip susturacaklar onu.