Kâbusum

Kâbulsarıma da girmeyi başardın sonunda,o sadece bir kâbustu belki fakat gerçekte çok daha öteydi.İçimi kemiren hisler orada da peşimi bırakmıyordu,o ölümcül soru işaretleri herzamankinden daha keskin bir hâl almıştı.O kadar kötüydü ki;sen gidiyordum,ben de gidiyordum.Daha da kötü olanı nedir biliyor musun?Her ne kadar aklıma getirmek istemesem de bu kâbusun birgün gerçek olacağını biliyorum,işte bu yüzden diyorlar''bilmek adamı öldürür!''diye.Biliyorum,zaten yoksun sen burada;ama olup gitmenle olmayıup gitmen arasında fark yok.Tuhaftı,sanki herkes biliyordu ama ben bilmiyordum o nedeni;sanki bilmediğim birşey vardı,tüm dostlarım saklıyordu.Bunu hayra yoramam ben,nasıl yorayım.

Belkide dün gece gördüklerim bir kâbus değil de gerçeğin yansımasıydı,umarım değildir.Hergün yanıyorum artık,her gece,her saniye yanıyorum;ne kendimi umursuyorum ne de bir başkasını.İnsanlar bana kızıyor,çünkü boşladım herşeyi;varsın kızsınlar bana,onlar ne yaparsa yapsın umurumda değil.Ben de böyle yaşıyorum işte,sadece nefes alıp vererek sonumun yolunu gözlüyorum.Yapacak başka birşeyim yoktu,yapmaya değer birşeyim;ben de seviyorum işte,öylesine seviyorum.Sevmek için sebebim yok seni,aşık olmak için de öyle;ama senin için herşeyi yapmak,saçının teline çanımı bağışlamak için sebebim çok.