Diziler ve Gerçekler

Hani şu meşhur aşk dizileri vardır ya,milyonların gözünü kırpmadan izlediği türden diziler.Bunlardan biri ise bugün yayınlanmış olan Medcezir adlı bir yapım.Aslında bu dizi işlerinde pek bezim olduğu söylenilemez fakat bu dizide farkettiğim bir ayrıntı beni son derece üzmekle birlikte aynı zamanda da fazlasıyla mutlu etti.Aslında diziyi izlemiyordum bile,orada süregelen birçok olayın yansımaları beynimde kendi hayatımın içerisinde yaşanmış bir şekilde canlanıyordu,özetlemek gerekirse o mâlum kişi ile çıkıyormuş gibi hissediyordum.Hep böyle olur zaten,rüyalarda bile;Önce pembe bir peri masalı gibi eksiksiz ve kusursuz bir hayal canlanır gözlerinizin önünde,sonrasında ise kalbinizin beyninize oynadığı küçük bilinç yanılgılarında ise bir an için bile olsa bütün bu hayallerin gerçek olduğuna kanaat getirirsiniz,ama sonrası acıdır;çünkü aslında hiçbirşeyin böyle olmadığını ve aksine normalden daha da berbat olduğunu görürsünüz,bu tıpkı soğuk suyla uyandırılmak kadar acı birşeydir.Bir süre boyunca küçük çaplı bir şok geçirirsiniz,sonra alışırsınız.Hiç mi istemez insan,kendi uydurduğu yalana inanmayı?Belkide biz insanoğlunun en çok becerebildiği şey kendimizi kandırmaktır aslında,ya da kendimizi saçma hayaller ve yalanlarla avutmak mesela.Fakat ne olursa olsun biz insanız,bizi biz yapan bu tarz iyi ve kötü herşeyi benimsemeliyiz bence.Hem zaten aksi olsaydı şu anda insanlar tamamen aynı olurdu;çünkü bizi birbirimizden ayıran bu tarz kusur ve artılarımızdır...