İnandığım İnsanlar

Kendi kendime başkalarıyla başkalaşmış bir çelişkinin içindeyim.İnandığım insanlar var,adım gibi bildiğimden emin olduğum,asla şüphe duymayacağım,sonsuzdan daha öte güvendiğim pek çok insan.Ama o insanlardan birileri bana bir diğeri hakkında birşeyler söylüyor,ne kalbime ne de zihnime yediremediğim şeyler.Hakikat şu ki bu kişilerden biri bir diğerine ağır basıyor zihnimde.Ayrıca beceremiyorum da,yaşamaya başladığım zamandan bu yana geçen süre kadar uzun zaman öncesinde kabul ettiğim bazı gerçeklerin önyargı bile olsa yalanlanması ürkütüyor beni.
Biryerlerde hata mı yaptım diye düşünmemeye ve sırf ileriye odaklanmaya çalışıyorum sadece,çünkü başka pek de bir seçeneğim yok.

İnanmak istemiyor muyum gerçeğe,yoksa inandığım gerçeği mi savunuyorum bilmiyorum;ama gerçek şu ki,o kişi değişmedi biliyorum.İnsanlar hep değişir arkadaşlar,sürekli bir dönem,bir ruh hali falan filan işte;ama bunlar sadece yüzeysel şeyler,tıpkı yılanın kabuğunu bıraktığında bile hala aynı yılan olması gibi düşünün.

Değişmiş gibi davranıyor belki,buna inandırmak istiyor insanları,tıpkı benim yapmış olduğum gibi;ama ben onun ruhuna dokunabiliyorum,içindeki onun hala aynı olduğunu hissedebiliyorum.Sizlerden bunu anlamanızı beklemiyorum;bu manevi bir erdem gibi,ama beter ediyor o açık.
Ben de farkındayım değiştiğinin,eskisi gibi olmadığının;ama hangimiz değişmiyoruz ki be bilader,haksız mıyım?

Ama herkes de bal gibi biliyor ki bunun her insanın hayatında bir defa bile olsa yaşanması gereklidir.Ben o kişiyi tanıyorum tamam mı;o iyi birisi,sadece düştüğüne inanmış ve kendi kendine saçma sapan birşeylere tutunup birşeyleri değiştirme çabasına girişmiş bu zamanlar.Hayatının anlamını,yaşama sebebini arıyor aslında;tıpkı olması gerektiği ve istediği gibi.
O bir serseri değil;sadece deneme-yanılma aşamasında,belki biraz olsun daha farklı da diyebiliriz.Onun içindekini hissedebiliyorum,sadece geçmişi ve yaşadıkları onun güvenini ve içten yaşayışını derinlere hapsettiği için bizlere gardını almak zorunda hissediyor kendini.

Ona güvenmeliyiz,buna mecburuz;çünkü onun dostuyuz biz,yüz üstü bırakmak yakışır mı?Ona her defasında el uzatmalı,şans verip destek olmalıyız ki yanlış kişilerde/şeylerde yitirmiş olduğu güven bilinci tekrardan yerine otursun ve içinde birikmiş o korkunç karanlıktan gerçekten çıkabileceğine inansın.
Onun kalbi pamuk gibi temiz aslında bilmez miyim,sadece yaşantı ve ters giden şeyler onu yıpratmış ve o da''İşte ayaktayım!''diyerek özgüven tazelemeye çalışıyor,tüm bu umursamaz olma çabası tam da bu yüzden aslında...

0 Yorum:

Yorum Gönder