Oldu Bayağı

Şöyle bir oturup düşündüm-tıpkı hep yaptığım gibi-,bayağı bir zaman geçmiş üstümden.''Canımı yanma!''diyesim geliyor bazen;mevzu canın yanması değil,yanan canın yine bizzat yakan olması.Zaman sürükledi buraya,sen dediğim insanları ve beni;ben ki hep Ay'ın karanlık yüzü,beni soranlara gösterirdim ay yüzlümü.Değişmedi sözlerim,söylediklerim ve anlatmak istedim;değişmesini bekleseydiniz bu sizin hatanızdı,çünkü asıl değişmeyen onlar değil bendim...

İnsanlar hep şuna kandılar;zaman geçtikçe herşeyin mutlaka değişebileceğine inandılar ve inanmak istediler.Hoş,bu doğru bile olsa yine herkes için değil ya neyse.Zaman size birşey yapmıyordu,size hiç birşey olmuyordu;birşeylerin değiştiğini hissetmenizin tek bir sebebi vardı,eskilerin yine kalıp yanına yenilerinin gelmesi...
Ben gibi bazıları da inanmıyoruz işte buna,eskinin yanına yeninin gelebileceğine;hem olsa bile ne kadar dayanabilir ki,eskinin o insanı içten içe bağlı tutan hatırasını hangi yeni unutturabilir...

''Eski''dediğim için özür dilerim,sadece kafamda dönüp duran geçmişi buraya başka bir şekilde yansıtmaya çalıştığımdan oluyor bunlar.Eminim ki pek çoğunuz da ben gibi geçmişe gömülüsünüz;birgün ölmüşsünüz ama hala ölüyorsunuz.Ama kaç defa yapabileceğiniz önemli,kaç defa sevip kaç kez ölebileceğiniz.Bir defa severseniz aşk olur,ölümü de gerçek ölüm;oysa birkaç kez severseniz sevgi bile değildir sizinkisi,sadece bir ölümdür ki o bile yalandan...

1 Yorum: