Yazarlar

Haklısınız,gerçek bir yazar değilim-en azından şimdilik-Ama gerçek yazarların az çok neler hissettiğini biliyorum.Mesela benim en büyük korkum düşüncelerimi yitirmek;sanki yazarken fikirlerimi kaybediyormuşum gibi geliyor ve aklıma yeni fikir gelmezse diye çok korkuyorum.Bir yazarın ilk isteği anlaşılmak,2.si ise yazılarının sevilmesidir.Bir yazarın yazılarında onu bulursunuz aslında,her yazısı kendinden bir parça niteliğindedir,eğer iyi bir yazar ise kendinizi ve hatta çevrenizdeki herkesi yazılarında kolaylıkla bulmanızı sağlar.Yazarlar meslekleri gereği sürekli bir farklılık üretmek ve çoğu zaman objektif olmak zorundadırlar,ama her zaman ilk şart okuyucuya hitap etmesidir.Ben bu şartı uygulamam,nedeni ise ben bu yazıyı kendim için yazıyorum,yazılarımı belirli bir kesimin ya da herkesin okumasından daha çok sadece beni anlayan veya benim gibi düşünenlerin okuması beni çok daha mutlu edecektir.Eminim ki birçok yazar da bu konu hakkında tıpkı benim gibi düşünüyordur.İyi bir yazarın kaynağı herzaman toplum veya insandır,çünkü herkes siyaset sevmez veya herkes ekonomiyi takip etmez ama herkes toplumsal ve insan odaklı yazılarda kendinden bir parça bulur,dolayısıyla herkese hitap eden konular olduklarını rahatlıkla ifade edebiliriz.Bir yazının en önemli unsuru gerçek ve sansürsüz bir yapım olmasıdır ve yazar bir kısıtlılık içinde kalmadan tamamen içinden geleni yazmalıdır,bırakın;isteyen okusun,isteyen okumasın.''Ama nasıl para kazanacağız?''Dediğinizi duyar gibiyim;Ayrıca zaten bu işi para için yapıyorsanız asla başarılı olamazsınız ve zaten olmamalısınızdır bile.Bu konuda büyük sıkıntılar var.Bir yazar geçinebilmek için sürekli ve yeni birşeyler oluşturmak zorundadır,fakat ard arda yazılan birçok yazı olursa eğer hem o yazıların kalitesi düşer hem de alamını yitirir.Ne yazık ki ülkemiz sanat camiası,devlet büyükleri henüz bu konuda pek bir çalışma yapmadı denebilir Türkiye Yazarlar Birliği ise bu konuda çalışmalar yürütüyor olsa bile henüz fazla kayda değer bir başarı sağlamış değil açıkcası.