Yazarken Yaşamak

Hayat böyledir,herşey birden bire gelişir ve farkına dahi varmazsınız.Mesela;Genelde yazmaya karar verince ne yazacağıma dair hiçbir fikrim olmaz,ellerim klavyede düşüne dururum.Hayatı,kendimi,onu,diğerlerini,siyaseti,dini,jeolojiyi,tarihi,coğrafyayı.Birden bire bir beyin fırtınası oluşturur ve vakit kaybetmeden yazarım.Çünki fikirler soğuyunca anlamını yitirir.İşte bu yüzden tüm yazılarımı tek bir seferde yazarım,asla kaydedip sonra devam etmem.Çünki devam edeceğim zamanki ruh halim yazıya başlarkenki ruh halimden farklı olursa o çok berbat bir yazıya dönebilir,bahsetmek istediklerimi unutabilirim.Ama en önemlisi;Yazarken içimde yaşayamayabilirim.Bu gereklidir,çünkü hissedilerek yazılan yazılar hiç şüphesiz diğerlerine nazaran daha etkileyici ve tabiki de daha gerçektir,bence bunun tartışması bile yapılmamalıdır.Çünki hiçbir insan kendi savunmadığı düşünceyi olumlu bir şekilde yansıtamaz.6.Sınıfta bir münazara vardı ve hoca da beni o münazara ekibinin içine aldı,ben bek etkili olamadım.Çünkü ben karşı grubun düşüncesinin taraftarıydım,yapamazdım.Öğretmenler de haklı olarak şu düşünceyi savundular''Önemli olan siyah olanı beyaz gösterebilmektir.''Ben bunu zaten yapamazdım belki ama,asıl yüreğim elvermezdi;Hissetmediğim birşeyi hissediyormuşum gibi yapıp insanları ve en başta kendimi kandırmaya...

0 Yorum:

Yorum Gönder