Kullanılmak Üzerine

Olur öyle, yazık ki sönmüş bir sigaradan, kullanılmış bir mendilden, hatta afedersiniz prezervatiften farkının bırakılmadığı zalim anlar olur insanın. Kadınlar çok iyi gider bunu unutmayın, iki üç "Sen de bensiz daha iyi olacaksın." falan -hatta de'de birleşik- ederler sonra pır giderler. Dersin ki senden sonra iyi miyi olmayacağım, küstahça "O senin bileceğin iş." der ve vicdanları rahat defolup giderler. Diyemezsin ki ulan geberesice, herkes senin ağzına tükürdüğünde ben buradaydım, bana o kadar sıktın "Ben seni beni bıraktıkları gibi bırakmayacağım" falan zırvaladın şimdi bu ne lanet iş diye! Ne bok yersen ye demektir onlarınki, al bak biz mutluyuz sen de ister geber ister yaşa demek. Bunun adı kullanılmak mıdır nedir bilmiyorum ama biri ölsün istiyorum, bu o olursa Allah o durumun da belasını versin ki yine üzüleceğim biliyorum, o yüzden Allah'ım bari sen duy sesimi. Meğer zerre hak etmemiş biliyor musun, onun başına gelmiş ve gelebilecek hiçbir acı demekki gerçek değilmiş, yetrrince acı çekmemiş; acısı olan hainlik peşinde koşmaz, evet bu da bir hainliktir ve bu defa ben hiç umurumda olmadan söylüyorum ki seninkiler benimkilerin yanında süs köpeği dahi olmayacak asla kafanı yorma. Dün gece satıldım esasen ben, olmayan biri geri döndü ve hiç oldum. İyi falan yok bundan sonra size, iyi de iyilik de Alptuğ da ziyadesiyle bitti.

Çileklere bile lanet olabilir bu cuma, o duvar da yıkılabilir mümkünse hiç umrumda değil. İnsana sevilmemesinden çok sevmiş olması da koyabiliyormuş bunu anladım, birinin adını anmazken biri daha; e bıçak bol, kalp de sunulmuş size nasılsa, köpek leşi gibi atın di'mi illa. Nereden ve niye sevdim ki herhangi bir insanı, niye değer verdim. Mutlu olun istiyordum ama şimdi de diyorum ki Allah belanızı versin, bunu da mutluluğumuzu kaldıramadığımdan falan değil de hakikaten bu kadar s*k gibi ortada bırakılacağımı beklememiş olmaktan söylüyorum. Ulan şerefsizler hadi benim vebalim, hakkım bilmem neyim s**tiredin hepsini de, ulan ayıp lan. Anlamıyorum bir insan bu kadar mı utanmaz, bu kadar mı sızlamaz içi, böyle mi rahat olunur; bakın işte peşimden gelen genç arkadaşlar, bunlar da "vefasızlık" kelimesinin hiçbir sözlükte rastlamayacağınız gerçek anlamı, hem de en kibarından.
Tüketesim yok kelimeleri daha fazla, hani huzurlarınızda da demiştim ya yok olur da bilmem ne olursa gel, bundan sonra ben hariç herkesin cehenneme kadar yolu var, sanırım hepsi olmasa da çoğu günahı silinir çünkü ben gibi tescilli kaybedenlerin. Kabul herkes haklıydı, bu sonu da ben hazırladım severek ama biriniz söyleyin suç muydu? Umdum, suç muydu? Bekledim, karşımdakilerin mutlu olmasını ve çok değil azıcık iyiliğimi bekledim, yalnız kalmamak istedim suç muydu?!

Bakmayın daha anlatılacak neler var da bunu anlatmayı ne bu lanet kalp kaldırır ne sizin o güzel yürekleriniz iştirak edebilir, iyi ki de edemez bu kadar kirliliği henüz güzelken. Yüreği güzel olmayanın Alptuğ'un mekanında işi yoktur, okumasın, illaa üzerine alınmak istiyorsa dolu bir küfür okusun benden daha iyi anlatır asla tarafından önem görmemiş beni ve hislerimi.

Suçtu di'mi? Değilse de önemi kalmadı, çünkü ceza benim içimde; bu ceza hala iliklerine kadar sevmek, bu ceza hala aslında öyle olmayıp onu kıldığımdan dolayı bu yalanı uydurup yollarımızı ayırdığını düşünmek. Bir şey söyleyeyim mi? Cezanın da Allah belasını versin. Ulan artık tek bir isteğim var, kıvranırcasına pişman olacakları ir gün istiyorum sadece, sorun şu ki artık o kadar emin değilim affedebileceğimden. Ey Allah'ın belaları madem siz değiştiniz hadi, beni neden o eski güzel, iyi halimde bırakmadınız?!

0 Yorum:

Yorum Gönder