Seni Seviyorum Talebi

Çok sevdiğim bir film vardır Güneşin Oğlu diye, bilen bilir onun bi'de son sahnesi vardır; işte o son sahnedeki yalanı duymak çok acayip, hani var ya seni seviyorum falan. Bu hissi de tattım ya Oscar'a doğru yol alıyorum belli ki. Birisinden son bir istek olarak, yalandan bir seni seviyorum duymak istemek ve onun bunu söylemesi... Merak ediyorsunuz di'mi? Alptuğ'un Mekanı müdavimleri için bu yazımızda bunu inceliyoruz.



1-Bir insan bunu neden yapar?
Şahsen ben en çok filme özendiğim için, biraz da bunu aynı kişiden son defa duymanın bi'özelliği olacağını düşündüğüm için yaptım.

2-Bir insan bunu duyunca ne yapar?
Bu sorunun cevabı ise elbette ki koca bir hiç, hem bunun bir yalan olduğu bilincinde olduğundan asla sevinemezsin hem de onun senin için son bir şey yapmasının güzelliğini az da olsa hissedersin.

Bir de bunun sonrasında "Yalan söylüyorsun!" diye çıkışmak var, şükür ki biz o kadar yeşilçamcı tipler değiliz. Yine de her şeyiyle bir klişe olmasına karşın bence gayet değerli bir durum. Bunun sembolize ettiği şeylerden en büyüğü insanın doğasında yer alan tamamlanma güdüsü olsa gerek, eksiğini söylüyorsun, eksiğinin tekrarı (yani dönüt) tıpkı bir yapboz parçası gibi yerine oturuyor. Kendi kendini tamamlıyorsun bir anlamda, hoş bu kalıcı bir tamamlanma değil, hatta tamamlanma bile değil; ya bu tam olarak nedir biliyor musunuz, hani o neredeyse bir iki kişinin izlediği uyduruk kanallardaki bitmek bilmeyen tele alışveriş kuşaklarında satılan kaporta çiziği gideren değişik kalem gibi, yok ediyor gibi gözüküyor ama dokunduğun vakit çizik hala derin. Göstermelik bir çaba yanisi bu da, eşe dosta işler yolunda görünmelik bir bakıma, en çok da kendine; bakınız iyi miyiz, gayet iyiyiz, e devam öyleyse...

Biz gelelim işin en can alıcı kısmınaaa...
Yalan nedir? Aslı olmayan iddia, yoksa Burcu muydu? Yalanın insana haz vermesi durumu var bir de, yanisi akroloji; şaka şaka salladım, böyle bilimsel bir ıvır zıvır yok, varsa da adı kesinlikle bu değildir. Aslında bunun haz ile caz ile bir alakası yok, daha ziyade bazı yalanlar doğrudan "olması gerekeni" işaret eder ve insanlar kendilerini olması gerektiğini hissettikleri şeye ne kadar yakın bulurlarsa o kadar huzur bulurlar. Huzur da güzel kelime bak, söz konusu durumumuzda ise huzurun şöyle bir yanı var; huzur mutlak olmak zorunda değil, huzur biter, çünkü çok huzur da hiç huzursuzluk da iyi değildir, sonuç olarak "anı yaşamak" klişesine adım atarız. Ki an da yaşanmış oluyor işte bak, yalan istiyorsun, yalan duyuyorsun, avunuyorsun, mutlu oluyorsun, derken ömür bitiyor... Elinde güzel bir yalan, güzellikten bi'haber olan ne ister başka?

0 Yorum:

Yorum Gönder