Masalcı Yazar

Masalcı gibi hissediyorum kendimi.Gerçek bir hayatı yazıyorum,en büyük gerçeklik ile yazıyorum;ama masal gibi geliyor sizlere,çünkü ben masalı yaşıyorum.Her yazarın olmasa da pek çoğumuzun hayatı böyledir,birer masaldır.Masal derken gerçek üstünden bahsetmiyorum,aslında gerçek olan fakat insanları da bunu bilip kabullenemediklerinden bahsediyorum.Yaşanmış hayatların içinde süregelen onca şey,bunları yaşayanın yorumuyla anlatması ve tyaşamayanın kendi yaşamına göre anlamasıdır edebiyat.O yüzden mantıksız birşey yoktur edebiyatta,mantıksız olduğunu düşünsek bile herşeyin içinde bir parça mantık vardır...

Anlaşılmamak da budur zaten,yaşadığın birşeyi kafandan uydurduğunu söyleyen insan seni tabi ki de anlamamıştır.Uydurmaca değildir edebiyat,doğaçlama ile uydurmak aynı şey değildir.Aradaki fark da öyle sanıldığı kadar ince değildir,izin verin anlatayım;

Uydurulan şeyde mantıksal anlamda bir etkene rastlayamazsınız,ne önceki ne de sonraki yargı ile mantığa uygun bir bağlantısı bulunmamaktadır.Oysa ki doğaçlamada kesin ölçüde ve tam bir kurgu yer alır,planlı değildir fakat planlıymışcasına ve aşırıya kaçmayacak düzeyde,normalize yürütülen bir eylemdir...

Biz burada masal anlatmıyoruz,bariz bir gerçeği yaşatmaya çalışıyoruz...

0 Yorum:

Yorum Gönder