Bir Garip Pejmürde

Şuh kahkahalar,ağır çekim zaman,siyah beyaz etraf,bulanık çerçeveli kadraj..Dün bir zenci öldürdüm,bir duvara işedim,biraz su içtim..Kelebek patladı,bulutlar morardı,kadın ağladı ve unutmaya başladık...
Tanrının eteğine sarılır gibi nezaket beklerken,küfredebilirsin de sevişirken;tenin barut kokar gibiyken,susmayı da tercih edebilirsin ölürken..Hala anlamadın mı,cahile kafa tutanı öpüyorlar,yalnızca kendim anlayayım diye bu saçmalıkları karalarken bile aynı şey...

Birgün New York'da hapse girersem bana Tokyo'dan telefon açın,susun ve sapık gibi hırıltı çıkarın..London Eye'dan kendimi aşağı bırakırken Taç marka nevresim takımıyla tutmayı deneyin beni,bir de güzel store perdeleri olan bir tımarhaneye kapatın sonra...
Hazır rakı muhabbeti açılmamışken bendirimi getirin,ilahi çalmak istiyorum belirsiz..Çünkü hippiler hala var,Michael Jackson desen oturma odamda pizza yiyor bazı günler,Kafka'yla karı-kız muhabbeti,Einstein'la anlaşılmayan dahi geyiği yapıyoruz...

Yıldızlar tepeden suratıma tükürürken,içine düşme riskim olmasına rağmen basıyorum o logar kapaklarına;yanlış yazdıysam o da sizin hatanız..Böyle adrenalin yüklüyken içimden geleni yapmıyorum kendime inatımdan,gri kafalı insanları balyozla vazo gibi kırıp,olgunla çocuğun bacak arası sözcükler olduğu dönemden ileri gidemiyorum..Kısıldım esasen,çok da sıkıldım...

Penceremden bir babun girdi,yine hangi insan tasmasız dolaşıp normali rahatsız ediyor,kim fahişe,kim ruh hastası damgası yiyor..Maymunlar mayonez yiyordu değil mi,şu başında taç olanlar yani...
Bu orak da hangi şiirin,kesmeye kalksam keskin mi?Anlaşılmazlığın en sade paydası ne ki?

Ve bunun adı da,pejmürde olsun madem...

0 Yorum:

Yorum Gönder