Sızlar

Yazıyorum,şiir okuyorum,müzik dinliyor,söylüyor ve çalıyorum;mutlu gibiyim de,unutmuş gibiyim belki..Ama yok,tanımazdan gelemiyorum,saçları,sesi derken ne zaman olursa olsun cız ediyor içim..Unuttum derken,artık başka biriyim derken o 13'ündeki ben geliyor yanıma,omzuma dokunup yok oluyor..Bazen de onunla ilgili şeyler,çiçekçinin önünde gördüğüm her beyaz gül,resim çizdiğim o küçük not defterinin içindeki kendine benzettiği kız,hatıra defterimdeki el yazısı falan işte...
Bunların hepsi sızlatıcı detaylar,bir başkasını sevmeye kalksam her yanını ona benzeteceğim;olmaz olmaz ya,es kaza biri beni sevecek olsa onu sevdiğim gibi bir sevgi bekleyeceğim,aynı hayal ve umutlar...
Nedir bu tutsaklık,üstelik benim yaratmadığıma eminim;tamam belki hiç istemedim unutmayı,vazgeçmeyi ama o kadar çok denedim ki...

Ben bugün kırk yaşına da gelsem,eskisi gibi hüzünlenmeden gülmeyi de becerebilsem biliyorum bir yanımda o çocuk kalacak,o günler ve o anlar..İmza günlerim,söyleşilerim,okuyucu ve hayranlarım tonla da olsa oram eksik kalacak işte;Bir Tomris'im,Milena'm olsa kapanacak belki ama yine sızlayacak eminim...
Unutamayıp,maruz kalıp mahrum olduğum kadına asla kayıtsız kalamayacağım,ve o da bir başkasına..Yalnızca onun mutluluğunu dinlerken dahi onun birini benim onu sevdiğim gibi karşılıksız ve tutkuyla sevmesi bile,kendimi de düşündükçe daha da sızlatacak yüreğimi...

0 Yorum:

Yorum Gönder