Unutmuşum

Sahiden unutmuşum ben ya, bunu iyi bir şey bilirdim gerçi; ama bir insanın gözlerine bakarken iç çekmemek mesela (olumlu anlamda), kalbin kimseye zerre pırpır etmemesi, hayallerini belli başlı birinin süslememesi, kısacası sevememek yani. Allah'tan hazırlıklıydım buna, o kitabı yazarken tam da bunu düşünmüştüm... Ben o kitabı en çok... En çok bir gün aşkın nasıl bir şey olduğunu unutacağımı bilerek yazdım, yılacağımı, duygularımın değilse de aşkımın tıraşlanacağını... Unutturdunuz bana Allahsızlar, eskiden ben beni sevmeyecek de olsa bilmem ne de olsa birini severdim, herkes gıpta ederdi, onun gibi sevilmek isterdi...
Aşk denince bana gelirdi eskiden insanlar, kimsenin zerre şüphesi olmazdı, aksini iddia etmeye kalkabilenin de olamayacağı bir kalabalığım vardı...

Unuttum nasıldı, birini sevmek, iliklerine kadar, şiirler yazmak, fikirler biriktirmek; fiilleri boşverin ama seviyor hissetmek, hayatın biraz daha parlak görünmesi. O betimleyip büyüsünü yıpratmaktan çekindiğim uğultulu sakinlik işte anlasanıza! Bundan olsa gerek böyleyim bazen, hissedebiliyorum; yerli yersiz kızabiliyorum insanlara, saçma kötü hareketlerde bulunabiliyorum, üstelik de farkına varınca o kadar da acıtmıyor; sanırım birini sevmezken yer yüzündeki herkes insana çok kötü geliyor, haksız olmak için de nedenlerim yok yazık ki. Bu gidişle kapanacağım içe, iç bana kapanacak, hayat sadece bir kapak halini alacak ve bilirim kimse gelip açmayacak...
Birine ömrünü vermek, herhangi bir şey yaparken onu, bir nevi doğuracağı sonuçları düşünmek, kendini dizginlemek, göklerde hissetmek, olması gerektiği anda da olması gereken şeyi yapabilecek hiddete erişmek belki yalnız aşkın verebileceği şeylerdi, bense hepsini ve şuan yorgunluk ve biraz da üzerimdeki kırgınlıktan olsa gerek aklıma gelemeyecek yüzlerce şeyi yaşadığımdan, hala dönüp dünyaya baktığımda iğrenç kişilik ve ilişkilere seyirci kaldığımdan her şeye alıştım, sindirdim, belirginliğim söndü...

Yani sevmedikçe kemik kesildim...

Şimdi de kimse laga luga yapmasın hayatımı birine bağlamaya ihtiyaç duyduğum falan tarzında; mesele biri değil, ben değer vermeyi, o "uğruna" denilen çoğu şeyi unuttum, bir savaşım da kalmadı, kalan tek şey yaralarım, onlar da mezarda eriyecek...
Tatilde örneğin, 13 yaşında, budalaca ve biraz saçmalayarak da olsa yazdığım o kitabı okuyacağım; anımsayabiliyorum zira içindeki bazı net özellikleri, tam da ihtiyacım olan şeyleri yani, hem ben o zaman tam bu olmak istediğim hissin zirvesindeydim, o zaman da işler sarpa sarmıştı tamam ama şimdi sigara gibi bir hal aldı...

Aşk'ı bana benimle hatırlatmak isteyen olursa yazdığınız yorumları, hesaplarıma atacağınız mesajı vesaireyi görmek üzere buralardayım her zaman...

0 Yorum:

Yorum Gönder