Dostun Depremi

Seneler evvelinde bir deprem olmuştu hacım,lakin ben şimdi şimdi Zeki Müren dinlerken bunun bir deprem olduğunu akıl edebildim ancak...
Kadının biri salladı gitti bizi,dokuz nokta dokuz salladı,belkim daha da fazla.O depremden sonra sürekli bir baş dönmesi ve ağrısı,dinmek bilmeyen bir panik ve tetik hali,sinir krizleri falan.Hem bilirsiniz biz gibi sıradan halk bu ana deprem bak bunlar da artçı falan diyemez.Asıl depremde yeterince yıkılmışız yıkılmasına ama yüreğimiz(hem de ilk defa)öylesine hoplayıp yerle bir olmuş ki;artçı depremler de ardı ardına kesilmeden gelince hangisi artçı hangisi ana sarsıntı bilmeden sağlam kalan 3-5 noktadan da olmuşuz;meğerse ondanmış en ufak bir kadında takılı kalmamız veya öyle olduğumuzu sanmamız,yokmuş suçumuz...
Velhasıl kelam demem odur ki bazen herkesler sanki onlarca defa aynı noktasına sopayla vurulmuşcasına bırakın en ufak dokunuşu,okşamadan bile irkilip sızlar ya o hesap.İnsanın tahammül yahut idrak kapasitesi giderek daralır,bir noktadan sonra her şey birbirine döner.Gelip giden her kadın hem bir öncekini yaşatır hem de aratır mesela,derken ufalmak,ufalmak ve ufalmak işte...

Aynı şey erkekler için de geçerlidir yazık ki(ben asla bu tarz bir durum içinde olmadım elbet)Şimdi sarsılmış bir dostu ipten almak öylesine zor ki Allah onların bin belasını versin;şimdi kendi geçmişini de gözlerinin önüne alaraktan o dostun umudunu tazelemeye teşebbüs etmek kendi umutsuzluktan geberdiğin günlere rahmeten,inanın zor meziyet.Sürekli de kendinden örnek vermek durumunda kalmak ve ister istemez de verdiğin örneklerin o kişi için bir anlam ifade edemeyeceğinin farkında olmak bunu yaparken de,ancak yapacak başka bir şeyi olmamak...
Yanisi bana seneler evvel olan şey bugün canım dediğim sayılı insandan birinde oluyor ancak o benim onu anlayabildiğimi tahmin edemiyor doğal olarak,benimse onu kendim senelerce debelene debelene zar zor çıktığım umutsuzluk falan filan çukurundan tez çıkarabilmek için kullanabileceğim bütün el kolum basbağlı...
Keşke diyorum sevdiğim o güzel yürekli,tertemiz insanları bir yerde toplasam da kıllarına zarar gelmese;onların dışındaki kendisini düşünmeme rağmen bana düşman kesilenleri,bir şekilde kendi kendine benle bir dert üretenleri,yoluma çıkanları ve bu insanların canını sıkmaya teşebbüs edenler gibi pek çok kişiyi ölüme terk edip sonsuza dek onlarla o güzel yerde yaşayabilsem...

Ben pek depren gördüm ayıptır söylemesi,çok sarsıldım;yine on defa daha olsa bir yolunu bulur er ya da geç güç bela da olsa kurtulur yoluma devam ederim;ama sevdiğim her insan bunu yapamaz yahut bu kadar başarılı olamaz ve bu beni del ediyor.Kafayı yiyorum,onlara en ufak kötülüğü dokunanlara ve bu hale getirenlere karşı onların benim hakkımda aklından dahi geçiremeyeceği türlü şiddet uygulayasım geliyor...
Kedi yavrusu gibiyim ben o insanların yanında,pamuk gibi ve geri kalan güzel her şey gibi;ne en ufak olumsuz his,ne tavır,ne bir şey.Dünyalar iyisiyim,ufak bir çocuk gibiyim,mutlu biriyim.Ama böyle bir durumda kendimi kaybediyorum,ağzımdan çıkması muhtemel kelimelerin haddi hesabı olmuyor,kime ne yapacağım bilinmiyor,hatta çok çok kızdığımda sonradan hiç bir yaptığımı hatırlamadığım oluyor.Başka biri oluyorum.Dokunmayın sevdiklerime.Dokunmayın,başka biri olmayayım;deprem olup yıkmayayım,çünkü ben sarsarsam taş üstünde taş bırakmam...

Üzmeyin sevdiklerimi,duygularıyla oynamayın,kızdırmayın;depreminizin merkez üssü de,artçıları da ben olurum ve ömrünüzün sonuna kadar bitmez.Sana diyorum beni tanımayan,adımı hiç duymamış,hakkımda en ufak bir fikri olması şuraya dursun varlığımdan dahi haberi olmayan velet.Sen beni görmedin ama ben seni gördüm,hakkında çoğu şeyden haberdarım;bir gün es kaza bir yerde karşılaşırsak falan,bil ki yoldan geçen sıradan bir adam durduk yere seni kenara çekmedi...
En nefret ettiğim şey senin gibi duygularla oynayıp çekip gidenlerdir,pardon ondan daha faza gıcık olduğum bir şey var ve o da sen tüm bunları yaptıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi hayata devam edebilmedir,o kıza çektirdiğin acıyı bilmemen ve bilsen dahi umurunda olmayacak olması ama benim içim yana yana onu bir şekilde teselli edebilmek için kıvranmamdır senin işgüzarlığın yahut eğlencen yüzünden.O kızın ikinci yarasısın sen,kendi de dediği gibi bir artçısın;en çok da ben o asıl depremi hissetmiş olmama rağmen onu yeterince uyarıp kurtaramadığım için (kendi sarsıntılarımdan kafayı yemişimdir ve bu da yalnızca benim bir evhamımdır diye) sana kafayı takmış durumdayım.Sen o kadar itin tekisin ki çocuk,benim dostumun tırnağı bile olamayacakken depremi asla olamazsın...

İmkan olsa da emniyet güçleri gibi bir oluşum kursam,böyle güzel ruhlu insanların duygularıyla oynayan,inciten ve vesaire her insanın üstüne deprem gibi çöksem,lakin sessizce...

0 Yorum:

Yorum Gönder