İzli Yazı


Geçmişten kaçarken kendime çarpmışım gibi bir his, kırılan kemik olsaydı keşke ama kalbim işte. Geçiştirilmiş özürler gibi gözlerimin içine bakıyor, canım acıyor; beni burada bırakma dercesine son kez tutuyor elimi, bizim için olduğunu söyleyemeden ölüyorum onun oradalığıyla.

Hala rüya görmeseydim belki yeni insanların ellerini tutabilirdim, birilerine güvenip kalbimi açabilirdim ama bu kırgınlık boyu aştı...
Bilmiyorsunuz ama nasıl mahçubum, hem kendime hem size, güzel şeylere inanamadığım için artık.

Soğuk yahut kendini beğenmiş değilim, sadece zangır zangır titreyen duvarlarım var, dokunsan ağlar belki de; ah o yenidenler; hem burnumda tüten, hem burnumu sızlatan, çoğu zaman dinmek bilmeyen basit ihtimaller... İsterdim. Çok isterdim ama herkes bilir, akıllara bile gelmiyorum bir an olsun, kendimi sevmiyorum üstü kalsın.

Uzak olmam düzgün işlemesi gibi hayatın; herkes için belki elzem, belki müjde benden başkalarına... Bir camın ardından bensiz seyrettiğim dünya: Biliyorum bilmeksizin unuttuğunu beni.

İz bırakamadığım için affet beni. 

0 Yorum:

Yorum Gönder