Aşk Bu Oğlum

Eksenini tutturamadığım şu gönlümün sağa sola savruluşlarına bir göz gezdirince susasım geliyor.Yani şu üç günlük dünyada benim,sevdalar arasında yitip giden biri gibi de düşünebilirsiniz;ağzına almaya cinsellik demeyelim de direkt seks dışında konu bulamayan,bu gerçekliği yaşının arkasına sığındıran sözde "kanı kaynayan" etrafımdakilerden daha normal olmam gerekir.Beni kaygılar bu hale getirdi,bazı lanet durumlarınız her zaman için ince"olmamayı"gerektirdi,lakin siz bunu ölseniz bile sorgulayamazdınız...
Siz aşka inanmayın ciğerim,çünkü ne tutku ne de şehvet sizin sandığınız gibi(çok afedersiniz ama kullanmak zorundayım)düzüşmekten ibaret...
Şimdiyse ben etrafımda belki otuzu aşkın yel dört bir yandan eserken çok mu düşünüyorum,e bi'zahmet;yani her önüme gelen kadın-erkek ilişkilerine dair vurdumduymaz yorumlar yapabilme cesaretine sahipken ben de durgun durgun düşünüyorum ne olmuş?
Keşke aşktan söz etmek belli bir ağırlık gerektirse,gerektirse ki aşktan en çok anlayanın en fazla kişiyle çıkan olduğu gibi yersiz düşünceleri etmelere fırsat kalmasa..Düşünce özgürlüğü diye bir şey var evet ama ben açık açık bu düşünceyi ifade edebilişlerinden tiksiniyorum,tiksinme özgürlüğüm olduğu kadar...

Ne acı ki gevşekliğinde boğulup asla birini tam anlamıyla sevememiş olacaksınız,dinden çıkmak gibi düşünün,belki yarım çıt daha hafif;kaldı ki bunu da hissetmeyeceksiniz,neyi kaybettiğinizi bilemeyeceksiniz.Ha eğer ki siz de birgün otuzlarınıza gelip de yuva kurmak isterseniz benim gibi düşünecekisniz,benim 15'imde olduğu gibi.Bense o zaman rahat edeceğimi biliyor,hiç de olsa inanıyorum ki bu da en büyük erdemdir,bu yüzden sizden bir adım önde olduğumu da asla inkar etmiyorum;ego değil bu,siz ayna görmemişsiniz...

Bu yazı birine hitaben değil aslında ve kimseyle de en ufak bir sıkıntım olduğu söylenemez;sadece bazıları böyleler ve sezgilerim beni ürkütüp tiskindiriyor.Eğer Emrah Serbes'in söz ettiği o adalet kırıntısı kaldıysa gelsin,gelsin çünkü umudum ta kendisi...

Ne yani ben de şu üç günlük dünyada hayatın bize neler getireceğini bilemememize dayanaraktan hayatımda olan herhangi birinin geleceğinde kendime şans tanımaya teşebbüs ettiysem,kaldı ki teşebbüsün de altında,sadece sessiz bir fikriyattı bu(şimdi ne kadar sessizliği kaldıysa)Bu dünyada böyle üstünkörü düş kurmayı elli kere yeylerim ben;hergün bas bas bağırarak gerçeklerin aslında kendi sapkın fikriyatları gibi olduğunu,gerçeğin kötünün de ötesinde ahlaksızlık olduğunu savunanlara inatla...
Aşk bu oğlum,
Az anlayın da gelin;
Gidin adam gibi sevin lan o kadar mı beceriksizsiniz,
Reddedilmekten korktuğunuz için sığındığınız eski çıktıklarınızdan daha gerçek sevin bu defa...

1 Yorum: