Mühür

İçimdeki kendiliğinden mührü sorma,kazalarına vardığım ömrümün yine içimde beliren raporları.Hele o varoluş sancısına gönderme yapan gayrıihtiyari hoşlukları sorma bana,sorma sakın.Sorma işte,dalgalara kadar,rüzgarlara kadar,alevlere kadar sorma olmaz mı?O mührü hiç sorma zaten,kadere imana dahil olduğundan bu kadar zor olan kimin hayatında olup olmayacağını bilmeme durumunu sorma yani...
Hayatımdaki kadınları sorma,girenleri,çıkanları,sayıp saymadıklarımı,içimde mühürleyip büyülendiklerimi;yaşattıklarımı,öldürdüklerimi,sevmeye devam ettiklerimi,etmeden bile süründüklerimi sorma mesela...
Kaç kadını sevmeden son çıkışa girdiğimi,kaç kadının onu sevebilme ihtimalimi bilmeksizin gözlerimin içinden kayıp düştüğünü.Çünkü onur bazen susmaktır,hatta çoğu zaman öyledir ama benim kendimi tutabildiklerim ve de tutmak istediklerim bunlar sadece.Aslında nefret ettiğim derecede bir ön yargı ama bu cümleyi kuracağı bir gün oluyor her insanın"Ben bu filmin sonunu biliyorum"Öyle demesem de o kafadayım işte ben de,sevmeye utanacak hale getirenler utansınlar bizi,tabi eğer müsaitlerse...

Müsait olup olmamaları önemli,özellikle ben kendimi onlar için mühürlemiş ve ne idüğü özellikle de bu ülke şartlarında kat kat belirsiz olan uzunluktaki ömrümün büyük sayılabilecek bölümüne rezerve etmiş ve beklemişken.Şimdi umurumda değil evet ama kim verecek bana senelerimi,her ne kadar o seneler için pişman olmasam ve yine olsa yine bekleyecek olsam bile..İşte mevzunun temelinde bu seneleri ve daha fazlasını bir çırpıda sunabilecek o malum kişiyi beklemek yatıyor ama,kimseye de içinden geçeni tam söyleyemiyorsun...
Seni seviyorum diyebiliyorsun ama o mühürdendir ki Ferdi Tayfur'un efsane şarkısındaki gibi"Sana ne,gönül benim,sana ne ömür benim..."diyemiyorsun işte;hoş,gerçi sen bunu kendine bile söyleyemiyorsun,ama sadece sen değil ben de öyle o yüzden yapma böyle...
Sanırım bu günlerde deliliğim tutar da,uslu çocuk olup derslerimi tek tek yaptıktan sonra;bir de deli çocuk olur,bir kadına gönül kaptırır,ömrümce eşlik etmesini umarım ancak...

Benim hayatım böyle ilerliyor işte,hep böyle ilerledi;olmadı ve zannımca da olmayacak lakin bu benim beceriksizliğim değil,öyle de olsa vazgeçemem ve bunun için de bir sebep göstermem lazım değil.Bazı sebepsiz şeyler çok tatlıdır,bazı acılar da buna dahil olduktan sonra kimi insanların hala nasıl hayatta olduklarına şaşırmak,bir nebze olsun mantıksızdır.Vay be,ne cümle kurdum,tekrar kur deseniz kuramam işte öyle de anlık ve kalıcı bir adamım,bu yüzden yazmaktır belki ha?
Onu bunu geç de benim sözüm ona delilik adını taktığım ama fani bir dünya için sayılı mantıklı seçeneklerden biri olan karşı taraf açısından"ani sevilme eylemi"çok çekici değil mi?Yani biri beni beklemediğim bir anda ZANN! diye sevse iyi olurdu,buna karşın ben de bu düşünceden biri olarak hep bekliyorum ama olsun.Çünkü aşkta öyle kendine has bir mantık yatar ki beklediğine dahi şaşırırsın...

O yüzden mühürler de alenen geçersizlik için mücadele eder kendileriyle bile,olması gerektiği gibinin olmaması gerekenle birleşip yerle bir ettiği noktalar bunlardır..Zincirlerini kırmak,belki aşık olmaktır...

0 Yorum:

Yorum Gönder