Geçmişle Münakaşa

Acıtan geçmiş mi,bi'tek bu mu dersiniz?Peki ya gelecek,şu gelmeyen kadınların hepsiyle,hepsinin bir olduğu bir kadınla yaşanma ümidi olan bir gelecek?İşte buldum,sorun ümit;sınıftaki Ümit değil,beklemek asıl sıkıntı,emin olamamak,bir yerden sonra adam gibi inanamamak bile..Geçmişte pek çok şey vardı,iyi karşılık verilse mükemmel olacak pek çok şey;ha bunu kimseyi suçlamak babında söylemiyorum zira suçlu benim,evet evet tam karşınızda işte...

Beklemeyi bilmeyen bir adam olduğuma adım gibi eminim;çünkü tonla mektupla henüz varlığını ya da var olacağını dahi kanıtlayamadığım aslında tek bir kadına onu bekleme yeminleri ederken o diye sürekli sağa sola gidip para isteyen dilenciye kapanan kapı gibi dışarıda kaldım,üşüdüm ve artık içerisi benle bağımsızdı,kimsenin umurunda,fikrinde,zikrinde olmadığımı aklıma getirdim ve midem bulandı,evet bayağı midem bulandı kendimden...
Söz tutmayı da bilmeyen bir adıma adam gibi eminim ben,yahut pek bi'dayanıksız olduğuma,adım gibi eminim şayet belki geçer diye.Suçum olmayışı da bunu zor kılan aslında,ondandır belki de kabahati hep kendimde arayışım;çünkü ben suçsuzsam hayallerim de masum,hayallerim de masumsa gerçekler acı,zaten acıydılar ama bu sefer yalnız bana...
Ve en fenası da hala gibi bal biliyorum o en eski hayaller içerimde en derinde,en kuytu,en izbe yerde canlı ve bana bakıyor,nefesimin durmaması için bir sebep göremiyorum akabinde..Geçmişten kaçmaya çalışsam da,kaldı ki artık alakam bile olmadığını farzedin;geçmişteki bazı şeyler,birileri hala güzel,hala aşık olunası belki işte bu kötü,nedense bu gibi zor hislerde beceremiyorum da kendimi kandırmayı,öyle işte...

Cemal Süreya ne diyordu;''Sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki;yine gelsen yine severim seni...''
Dedim ya öyle işte,hatta tam olarak öyle ki ben utanıyorum,yerin dibine giriyorum belki utançtan lakin bilemezsiniz,kime karşı utanmadığımı bilme şansınız çok yüksek belki ama kimlere utandığımı bilemezsiniz geçmişten,gelecekten ve öteden..Ben aşktan utanmam fakat bilhassa ne demeye böyle abes bir hata yapıp uslanmazca sürdürebiliyorum;hata derken onu sevmek de yanlış değil..Toparlamak gerekirse yanlış zaman,yanlış yer,doğru ama imkansız kişi ve yalnızca sek bir acı,meltem gibi,seher yeli gibi eser durur bağrımda sadece...
Hayalperest değilim lakin bu bahsettiğiniz benim düpedüz gerçekliğim ve birkaç alacakaranlığın beni istiaremden alıkoyması da hüzün verici fazlaca,dilerim anlatabilmişimdir..Hoş,anlatamadıysam da bir önemi yok ya,zaten gafil avladınız çoğunuz beni...

Hem belki de benim geçmişe düşkünlüğümü ve sürgünlüğümü sağlayan o tek kadın geçmişteki haldir,inkar etsek de herkes değişir belki,eğer öyleyse yalandır da hatıra defterinin ikinci sayfası,açıp okumadım da uzun zamandır ne demeye okuyayım artık hangi yüzle..Anılar böyledir çünkü bayım anılar çoğu zaman kursakta ve buruktur ama herkes birgün tatlı olacağını ve sizin de gülümseyeceğinizi anlatır durur,neyi ima ediyorlarsa şu yaşıma geldim anlamış değilim...
İt gibi özledim belki geçmişi ama geri dönsem ve hatta birşeyleri değiştirsem dahi sonucun aynı kalacağı hırpalıyordur beni yalnızca,özlem adı altında sadece diri bir yıpranmışlık vardır kim bilir,açıp içimi bakabildiğim mi var,sizin baktığınız mı var;ne diyorum ben bak size de suç bulmaya başladım,oruç kafası işte n'eylersin,affedin sadece,herkes affetsin...

0 Yorum:

Yorum Gönder