Kadınlar ve Çocuk'um

Ey kadınlar! (Tayyip'in üslubuyla söylemiyorum bunu) Ne yapacağım ben sizinle?İş mi bu yaptığınız,bir gün biriniz umut verir ve gider,sonrasında diğeri,sonrasında bir başkası;elinde sonundaysa ben kendi kendime saçma sapan umutlar üretmeye başlarım sizin yüzünüzden,suçlu da yine ben olurum haliyle.Uzun lafın kısası öyle aşk kovalayan bir adam falan değilim ben,sadece hemen yanında beklediğim demiryoluna doğru o kadar çok tren gelir gibi olup gelmedi ki,artık gördüğüm her bir tren bana yaklaşırmış gibi...
Özlem mi diyorsunuz buna,şahsen ben umut etmek diyorum...
Biriniz de niyetini belli etse diyorum,karşılıklı birbirini yoklama amaçlı boş sohbetlerin sonunu getirsek nihayetinde;yaklaşmaktan korka korka bir o kadar hevesle olan birbirimize adımlarımız,birinizle olsun bu mayın tarlasının sonunu getirsek ne olur?Bum olmaktan korkuyorum ben,aranızdan birinin beni kandırmasından ya da onu yanlış anlamam ve buna benzer pek çok sebepten.İnanın bunların hepsini yaşadım çünkü,hepsi de birbirinden katlanılmaz şeyler ancak ben hala sırt çeviremedim size...

Kazıyın bunu aklınıza,bir Alptuğ Dağ kimseyi yarı yolda bırakmadığı gibi pek kimseye de sırt çeviremez,bu yüzden unutamaz da ama değer işte...
Ben sevmeye niyetliyim üstelik alenen,elini bir defa ütü yakmış çocukların ütünün yanından geçerken içlerinin cız edişi gibi yaklaşmayın bana lütfen;çünkü ben de öyleyim ve bu şartlarda bizim kavuşmamız biraz yalan olur sanki.Herhangi bir kadınla sohbet etmeye çekinir oldum yeni tanıştığım,es kaza kalbim falan onda kalacak ama onunki de bir başkasına atacak diye,ya da kalbi kimsede olmasa dahi bana o gözle bakmayacak ve ben bir pislik olacağım diye.Pisliğin teki olmamak için aşık olmamaya çabalıyorum ama bir şekilde oluyorum,buna karşı da sizlerden kaçabildiğimce kaçıyorum beni affedin.Bu oğlan kendini beğenmiş yahut asi değil yani,ama sanırım onca şeyden sonra hakkı olan kadar korkak...
Kadınlar,aklımın ucundan dahi geçmiyor fakat bir gün beni sevecek olursanız bunu belli bile etmeksizin direkt damdan düşercesine söyleyin;bu bana elektroşok olur,beni hayata döndürür diye...
Artık herhangi bir kadın hayatıma girdiğinde onu arkadaş falan bilmem ne değil de direkt bir kadın olarak değerlendirdiğimden sebepsiz ve boktan yere,kadınların canımı yaktıklarının aklıma gelmesiyle ondan koşulsuz şartsız kaçmam hem de ona tam da bir çocuk gibi sokulmaya çalışmam sonrasında,üstüne üstlük asla da bunu açıklayamamam.Kadınlar sizde sıkıntı yok,ben biraz cinsim ondan öyle,hatta ben de değil yaralarım...

Aramızda hiç bir şey olmayacak bir kadına birtakım hisler besleyebilmek en korktuğum şeyken,hakikaten "mecburen" kendimi tutamadan o hisleri beslemeye can atışımı ancak bir çocuk açıklar.İşin fevri yanı da içimdeki çocuk öldü biliyorum,yani bir gün bir kadın gelip kalbime ve ruhuma güzel bir elektroşok yapmazsa şayet...Çocuk gibi kıvranıyorum şuna bakın,kadınlar ve çocuklar çok iyi anlaşır oysa ama bende pek öyle değil,o da tereddütlü düşüncelerimden gelen ani düşüncesiz hamlelerimden zannımca;kendinden kaçırmak için türlü iğrençliği yapmak ve tam olarak aynı anda ona koşmak gibi tezatlıklardan.Belki de ben tescilli bir çocuğum,bir kadın gelse de beni toparlasa keşke,çeki düzen verse,kırıklarımı düzeltse,beni sevse...Böyle diye diye bir yazı daha bitti işte,yüzlercesinin ana fikri ve düşüncesiyle aynı,ayrıca en az onlar kadar faydası olmayacak bir şekilde...

Kadınlar ve çocuklarda döner dünya,
Büyümeye direten,sakalları çıkmış,ruhu beyaz,içi derin ve yumuşak bana benzer adamlarla.Ölmedim ben de biliyorum,yaşlandım diyorum ama bir yandan da ifşa gibi inkar ediyorum buna ne demeli.Kadınlar ve çocuk'umun hikayesi,kalbim durduğunda dahi yankılanacak gibi;çocuğum demedim çünkü henüz,henüz bir aşka hamile bile değilim muhtemelen.Ama içimdeki çocuğa bir anne gerek;bu da bana bir sevgili,bir eş olması demek ki,anlaşılan o çocuk daha çok uykusuz büyüyecek...

0 Yorum:

Yorum Gönder