Sosyal Etkinlik Hocası

Şuan Sosyal Etkinlik dersindeyiz,yani boş bir ders;öyle ki hoca bile bu boşluğun farkında,bense onu gözlemliyorum...
Kırklı yaşlarının sonlarındaki her kadın ve her öğretmen gibi;sınıftakileri izledikçe kendi yaşlanmışlığı bir tokat gibi çarpıyor yüzüne,gözlerinde her an"Lale devri çocuklarıyız biz..."diye söze girebilecek bir eda...

Dalga geçmiyorum,bana göre bir dram,hatta en alasından bir yakarıştır bu,otoriter imajının sarsılmasından da korkuyla belki de asla yaşayamadığı çocukluğunun yüzüne kızgınlık maskesi takmış bir hüzünle bakabilmesidir...
Kendi kendine oyalanma çabası,sorumluluklarının onu adeta çarmıha gerdiğini hissetmesi,asla rahatlayamayacağı hissi...
Bezmiş,birşey yapmadığından dolayi umursanmadığının,hatta adeta bir bakıcı veya çoban olduğunun düşüncesine kapılıyordur,kim bilir...

Özgüveni kırılmıştır,bizleri de görünce,senelerdir gördüğü eğitimin onu getirip getirebildiği son nokta olan Etlik Lisesi'nin Sosyal Etkinlik dersi öğretmenliğine lanet ediyordur...
Hatta içten içe bizi uyarmak istiyordur,ya da tüm sınıfın önünde çığlıklarla ağlayabilecek duruma gelmiştir...

Belki de ben abartıyorumdur,önceki 4 ders başıma vurmuştur,kadın da sadece işine odaklı ve hatta nemrut da biridir...
Ama ne olursa olsun,bu dramatize fazla bizden,fazla içimizden;insan olmak,bunca çakal etrafında olgun kalmak kadraja çok yakışsa da insan ruhu için bile çok fazla...

0 Yorum:

Yorum Gönder