Özgürlük Anlayışıma Dair

Kilitli denizler var sanki hayatın kurağında, aksini iddia eden martımsı güzellerden hallice özgür uçmaktayım bilinmeze; meçhulüme iştigalim sezgilerimi beyin denen bir ringde karşı karşıya getirircesine bir dram ve aksiyon içinde ilerlerken "OF!" adlı adi bir tren dalıyor iç adliyeme ve savcıyı rehin alıyor. Peki ya kalbimdeki morgdan gelen o kadın parfümüyle karışık dışkı kokusunun garip bir biçimde hayatı anımsatması? Aynı zamanda da büyük bir hiddetle savunuyorum ki hayatım bir film olsa IMDB'de 6.5 alırdı ve Zafer Algöz'e bu hayatı yaşadığım için IBAN atardım.

Ben kendi telifini ödemiş
Ben iş işten geçmiş
Bir mezarda döl kurumuş
Kafamı çarptığım arşı neyleyim

Diyeceğim o ki bazen hata yahut hatalı olmamak yetmez; birilerinin hayatının hatası olmamak hiçbir seyi yeterince iyi kılmaz yani, aslolan belki de birilerinin hayatının adamı olmaktır...

Ben kendimimin, ki bu demek değildir evvela memnunum kendimden, aksine hatalarım iğne gibi asılı durur, acıtmak vasfını yitirmişse de zamanında can yaktığı belli olacak türden... Kendi kendine yetmenin yetmeyişini, başkasına da yetme ihtiyacını nasıl anlamalı? Şu eski ve ölü psikolojicilerin ihtiyaç piramitleri bunu saygı yahut sevgi görme ihtiyacı olarak tanımlasa da bu yetmiyor, gerçi hangi tanım neye yetiyor da... Daha ziyade insan sevgi gibi bir şeyin gösterilmesi değil de, birinin yanında olduğu vakit o kişinin kusursuz güvende ve mutlu hissettiğini birebir kendi görmek istiyor.

Bana sorarsanız anlaşılma ihtiyacının da ötesinde bu, belki anaç dürtülerimin yoğunluğundandır, her şeye yetebilme hırsım varsa bilirim evvela bundandır; sevgiye tutuşmanın ölümcül rahatlatıcılığı da, yeni birileriyle yakınlık kurmanın iyi gelmesi de yalnızlığı gidermekten çok bu sebeptendir.

Son bir ayın iç muhasebeleri hep bir ağızdan şu teşhise bağlanıyor: aslında yalnız değilim ve bunu bilirken de öyle gibi hissetmemin tek sebebiyse yalnız olmayışımın yakınlıksal niteliğinin umduğum denli olamaması... Bu yüzden aşk adamı diyorlar zaten bana, bunu bu yüzden dediklerini onlar dahi bilmezken şimdi şimdi ayıkıyorum ben de... Adeta bir ebeveyn gibi kendimi biri uğrunda vermek ve de minnet olmasa da açıkçası biri tarafından sevilmek ve onun benimleyken mutlu, güvende, kısacası kusursuz hissettiğinden, o belirtmeksizin kendi gözlemlerimle emin olmak istiyorum.

Benim özgürlüğüm bu, senin?


0 Yorum:

Yorum Gönder