Babacan Kafa

İyice garip bir adam olmaya başladım...
Kabul ediyorum aşağı yukarı her yazım böyle başlıyor ama haklıyım; bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilmeden... Bu yazacaklarım aramızda kalsın, aslında aramızda kalsından kastım çok yakınımdakiler okumasın gibi bir şey.

Sanırım babalığım kabardı, sanırım erkek olmanın kendini erkek sanıp bir de yetmezmiş gibi olmadığı şeyle kasıla kasıla övünen itlerin arasında kalma mecburiyetimden neyin ne olduğunu anlamam da hassasiyetimi falan doğurdu. Böyle dedim çünkü otoriter bir herif oldum çıktım zamanla, daha evvel size benim için birkaç özel insan var tarzında bahsettiğim o insanlar üzerinden bir örnekle açıklayayım bu trajikomikliği...
Elbette ben hariç neredeyse her insan gibi onların da ilişkileri oluyor, ki olsun da zaten; ama ben nereden haddimeyse adeta baba rolüne bürünüyorum, bu buradan bakınca dahi çok tuhaf bir durum. "Ben bir tanışayım"dan başlayan ve "Eğer seni en ufak üzerse bana haber ver" şeklinde devam eden söz öbeklerim çoğalmış meğer, farkına vardım.

Komik bir durum biliyorum, ama ciddiyim de üstelik, bu da bir ayrı garip tabi. Hani bir insanın ne gibi pislikler yapabileceğini aklınız kesmeye el verince, karşınızdaki insan ise sizden daha çok tecrübeli dahi olsa sizin onun masumiyetine odaklanıp buna inanmayacağınızdan inatla; bunun adı değer vermek oluyor o zaman, en azından öyle demeyi tercih ediyorum ben. Biraz korumacılık, hafif de paranoya olabilir belki ama o kadarı olsun, ziyanı yok...
Peki madem biz bizeyiz, ben kafamı da kapı dışarı edeyim, tamamen siz, ben ve bilinçaltım başbaşa kalalım; işte size bir soru, sanki biraz da kıskanır gibi miyim? Yani buna kıskanmak denirse işte, olsa olsa bir babanın kızını damadından kıskanacağı ölçüde naif fakat bir o kadar da diken üstü...

Hadi konuyu olduğu gibi bana döndürelim bencilliğim tuttu bu satır;
Geçen gün sınıfın camından bakarken bu yazıyı yazmayı düşündüm eve gidince, yoğunluktan bu güne kısmet oldu; ardından başka başka şeyleri de düşündüm, belki ileri giderek biraz. 60 yahut 70, eğer hangi yaşta artık düşünceli ve buruşuk bir et torbasından ibaret hale gelirsem dedim; oğlum olursa beni huzurevine yatırsın dedim ayak bağı olmayayım, zira muhtemelen babam gibi yer yer huysuz ve inatçı bir adam olacak gibi duruyorum. Ama kızım olursa fikri için aynı tepkiyi veremedim bak. Bu bir ihtimale diğerinden daha çok değer verdiğim için değil; oğlum olursa, umarım da bana benzerse bana ihtiyacı olmazdı, ancak gelinimin ona olurdu; kızım olursa ise bana benzese de benzemese de ihtiyacı olurdu, hatta benzerse daha çok, çünkü bu dünyada ince kızları kırarlar... Yazık... Bir de damada iş çıksın diye inanır mısınız, bakın şimdiden kıl oluyorum; açıkçası bu biraz da kızımdan kaynaklı, gider itin birini bulur bana geberttirir diyorum içimden, hele ki bana benziyorsa muhakkak yanlış bir seçim yapar, bu yüzden onu bırakamam. Ayrıca damat bana bakmakla hükümlü...

Sizi bilmem ama bence bu iş şöyledir, hani biz de geçtik bu yollardan da o bakımdan... Bir kızla bir ilişkideyken tabiri caizdir ki ağzına etseler bir şey yapmamak, dememek, aklından dahi geçirmemek durumundasındır; lakin verebileceğin herhangi olumsuz tepki kendi pimini çekmektir; şey gibi düşün bunu, karate ustalarının çekirgelere uyguladığı zor sınavlar gibi. Bahsettiğim dostlarıma, hatta henüz fikri bile doğmuş sayılmayan kızıma karşı bu sınavdan kalan bir kişi olsun, onun ödülünü bizzat takdim ederim. Yapım bu, n'apayım; yazım da bu, sonu da burası...

0 Yorum:

Yorum Gönder