Derviş

Sen hiç bir dervişin tamam dediğine vakıf oldun mu?Dervişler inatçı değildir aslında,sadece anlatmak istedikleri bir tamama sığdırılması teklif dahi edilemeyecek nitelikte özel şeylerdir;tüm bunlar olup biterken,adı üstünde sevilenin sevene "bitti" demesi,"git" demesi falan acımasızlık.Bunca zamandır aklımdan tek bir kadın daha geçmemiş olmasının yegane sebebiyse budur;eğer aşık olsaydım acımaması gereken bendim kendime(birilerinin aşkı kendine zarar vermek sanması üzerine) ve karşı tarafın da bana acımayacak olması benim kendimi fedamı insanlıktan vedaya çevirirdi;zor günlerin ardından tutuşmak daha da zor haliyle,sevdaya darılmak değil olmasına lakin eminim bir kitap kahramanı olsaydım severdiler beni herhangi kimse,ama kitabı yazan olmak biraz da karşı tarafta okuyana ihanet falan gibiydi zannedersem;içindeki duyguları benim oluşturduğum fikri ona dokunan kadın benden uzaklaşmayı kendine hak,ilahi bir doğru falan mı buluyordu bilmiyorum...
Birini sevmiyorum,bekliyorum desem belli değil,hevesimi sorsan farazi falan böyle garip bir durum,zira bunun adı alışmak.Bayağı bir değiştim bu ara zamımca,insanlara falan da itimadım kalmadı kanımca;gözümde tek kuple olarak geleceğim,üniversiyete girmekten tut film çekmelere,kitap yazmalara değin türlü fikriyat.Ama yine de benim gibi bir adamın zihninde artık aşka meşke dayalı zerre yaklaşım olmayışı ürkütüyor fazladan;gelecek olanlarımın arasında neden o yok ve varsa niçin belirgin değil.İnancımı mı kaybettim içten içe,kusmuğum tarzı fikriyatlarıyla savurgan bu genç,potansiyel türlü argo kelimenin arasında onun bana bir güneş gibi doğacak olduğuna,onun varlığına inancımı mı kaybettim...
Eski benin üstünden geçen balniyo trenlerinin zihnimde gecenin bu zehir zıkkım saati canlandırmakta olduğu yegane şeyin de biyoloji performansımın kabul olmaması olduğunu düşünürsek iki ihtimal mevcut,ya ben bir inek oldum,ya her şeyden elini eteğini çekme şereflisi ihtiyar derviş...

Çok şey değişti ama,harbiden de dediği gibi Yaşar Kemal'in,demirin tuncuna insanın da bilmem nesine kaldık ki insan umuda tasarısını vinaların tepesinden boşluğa bırakır gibi sarsıyor.Dost diye herkes gelmesin yanıma istemez,lazım değildir;bana ailem,LODOS,Tchaikowsky falan ve birkaç kitapla yazmaya yetecek herhangi materyal yarar...
Bir derviş olarak tamam diyorum bu defa,demiş olmak için yani,"Tamam,siz kazandınız"Ben mi?kazandığından emin olmanın yetmediği kimseler için henüz yasal bir ilacım yok;ben ki ne bir derviş ne bir tabip,olsa olsa basit bir katip...
Bir dervişe yakışan elbet suskunluktur lakin baş koyduğumuz bu sanat bundan mahrum kılyor.Lidar'ın çekyatına sığmamış diyalektik benim beynimin içinde nasıl olur da sessiz sedasız,ulsucana bir çocuk edasıyla vuku bulabilirdi ki,konu bensem bu net imkansız...
Hem dervişlerin bile ben gibi gece yarılarına kadar zıbarmadığından emin değilim,bu yüzden sanırım bu yazımı da tıpkı bir derviş edasıyla noktalamam gerekir...

0 Yorum:

Yorum Gönder