Mefhum

Zaman mefhumumu kaybedişimle baş gösteren şu belirsiz ani hisler.Sevdim,hoşlandım,etkilendim ve türevi pek çok tanı;doğru,yanlış,hatalı,eksik ve benzeri pek çok değerlendirme;sevgilisi var,bana bakmaz,mesafeler engel gibisinden bolca umut köreltici bahane.Mecburum bunlara,bu tiyatroyu çok oynadım önceden her bir karakter yerine sevilen hariç;kursakta kalırsa diye korkumdan kursağımı yok etmeyi ve hiç olmamış gibi yaşamayı düşünmem,şu an hayal edemediğiniz bu korku ikliminin içindeyken hiç de akıl almaz değil...
Arkadaşıma da diyemedim iyi mi,böyle böyle ben senin arkadaşına karşı o an "etkilenmek" gibi bir şey hissettim de ondan afallayıp sizinle adam gibi iki kelime konuşamadım diye.Bu gerçeği normalde bilinçaltıma hapsetmiştim lakin gecenin 1'inden sonra en ummadığınız duygu ve durumlar bir bir meşrulaşabiliyor içinizde.Henüz içimdeki herhangi şeyin adını koymaya çabalamak bile adi bir teşebbüs gibi,hafif bir suçluluk timsali hissiyat var derinimde,onun evvelinde bolca korku yatar,onun da üzerini her defada ümüğünü sıkmak raddesinde engellemeyi deneyip beceremediğim şu yersiz,dayanaksız ve hatta beceriksiz umut var...
Bu süreç uzadıkça bu umut filizlenecek ve o kök saldıkça es kaza işler her zamanki kadar yanlış ilerlerse o kökleri sökmekse güç bela toparlanmış toprağımdan edecek belki beni,yüreğimden;umudumu kaybettiğimi söylediğim hiçbir zaman kendime gram inanmadım içten içe ama bunu kendimden bile sakladım,şimdiyse bir diğer korkum gerçekten kaybetmek...

İşin fuzuli yanı,bu benim elimde olan bir şey değil.Kendi umudumun bana bağlı olması bu umudu tasarılaştırırdı ve sanırım bu yüzden hayat dediğimiz şey başkalarıyla hayat ve yine bu yüzden kelimenin tam manasıyla "yalnızlık" diye bir şey yok aslında.Aptallık var ama,benim o gün ağzımı açıp öylesine bile olsa edemediğim iki kelamın "neden?" suali halen aklımda mesela...
Zaman mefhumumu değil ama harbiden bir mefhumumu kaybettiğim aşikar;matah olmak adına söylemiyorum,eğer olması beklenen istikametimiz aşksa eğer ki nasiptir,işte o senden benden daha matah.Kaybetmek derken geçmişte değil,bize beyaz sayfa mı yok?kanarız,kızarız,yanarız,üzülürüz,olmayız ve tekrar tekrar bir tane daha açarız,olmadıkça bir daha;insanlar bunu aptallık sanarken biz bunun da sonunun geleceğine bir ümitle yaşarız.Yanisi demem o ki;söz konusu bir yeniye varmak olsun,bu ölü deriyi kazımak bir anımı bile almaz,şu bitkin ruhu,sersemlemiş aklı da öyle;sonra da herkes gibi yenilenmek gelir,yinelenmek de...

Hadi bir defa daha,bu defa kalsın daha mecalim;ürkek ve korkağım bu konuda doğru,yine her şey adım atmakla atmamak arasında kalan samanın mefhumunda kaldı;doğrularım,yanlışlarım,hayatımın anlamı ve ben işte...

0 Yorum:

Yorum Gönder