Zeytin Tadındaki Hıyar Turşusu

Öncelikle hemen şunu bir belirteyim;bu isim bu sabah kantinden aldığım köfteyi yerken ağzımda belirdi...
Velhasıl kelam ben kantinde bunu düşünürken elimde Tepebaşı dükünün yeni çıkmış kitabı vardı ve o arada sayfaları karıştırırken ayıktım.Tam harıtlamadığım üzre bir cümlesinde karşılaştığımız her insanı kendimizle bağdaştırmaya çalışmanın bir bencillik olup olmadığını mukayese ediyordu ve aklıma "Zıt kutuplar birbirini çeker derler eheheheh" cümlesi gıcık birinin sesinden temas etti.Belki de bu klişenin bu kadar köklü olmasının yegâne nedeni de aşkın bir bencillik olduğu yönünde oluşabilecek bir yanılgıyı önlemek için aşkın muhteviyatını yerle bir etmeye kalkışmak gibi riskli ve cesur bir hamleydi...
Evet bu kafayı zeytin civarı ekşiliği barındıran o nalet salatalık turşusu yaptı,biraz geçmiş,biraz satırlar,biraz da adını hatırlamadığım bir yazıda bahsettiğim açısıyla sınırlı olmak kaydıyla tek başınalık tabi...

Ben kafayı sıyırmış bir adam değilim,yalnızca derin ve ortalıkta,alelade düşünüyorum o kadar;kendi kendime konuştuğumu da kimse söylemedi,ben söyleyeyim şimdi ama henüz kimse görmedi.Fuzuli bir ciddiyet esnasında vücut bulmuş demli bir çaydan başka bir şeymiş gibi de hissetmiyorum,çayı sevmeyişime inatla...
Notlarım gözü yükseklerde olmayan,maneviyatı yüksek bir insanın yüzünü gülümsetmeye yetecek kadar tam olarak.Kaldı ki arşa değin ulaşsa notlar,üniversitenin beni mutlu kılıp"değdi"dedirteceğine itimadım yok.Bilhassa arşa değin ulaşsa notlar,üniversitenin beni mutlu kılıp "değdi" dedirteceğine zerre itimadım yok;istediği şeyi yapan biriyim zati,ne mutlu ki çoktan kazanmışım.Para mı,para kazanmak kolay;yapılan işe verilen emekten bahsetmiyorum,ama bir şey becerebiliyorken onu pazarlamak zor olan,ama çaresi vardır.İş mi?Düğün davetiyesinden tut,restoran tabak altlığına,film afişine değin türlü tasarım;hadi bunları da geç iç uyandıran kitaplar yazarım,ki övünmek gibi olmasın emin olun en iyisini yaparım.Ben öyle böyle kendime,aileme sıkıntı çektirmeden şu an bile bakarım belki,okula gidip çalışıyorsam sebebi başka(Hatta tamam bakmayı da bırakın,krallar gibi yaşatırım bile ama kralların kendine hayrı yok,benimse herkese bir tutam en az)...Yüze kadarki rakamlardan oluşan bir değerlendirmeye göre beni algılayacak varsa,otursun kalksın bir daha düşünsün,zira ben notu değil belki ama, fark etmeden dahi çok çok şey başardım.☺Sizin için nasıldır bilmem,ama benim şurada,orada,burada aldığım yüzlerce iltifat ve itiraf üniversite sınavında alacağım 500'ün üstündedir;takdir ve teşekkürler ise bir okulun bana kağıt şeklinde verebileceğinin çok çok ötesinde...

Ben Alptuğ Dağ ya,zeytin tadındaki hıyar turşusunun içinde bulunduğu köfte ekmeği yediğim öğle arasından sonra ders çalışıyorum ama bu bahsettiklerimin hiçbiri için değil,okula gitmek de öyle;ha siz belki zevk için diyebilirsiniz,hoşuma da gider doğrusu.Ben sadece herkesin yaptığını yapıp yine bir kağıt parçası üniversite diplomasını almak için yapıyorum bunu çünkü sanırım çağ ne yazık ki böyle ilerliyor;ha bir de hem bol ünvanlı hem de başarılı birinin var olabileceğini göstermek için;senarist,yönetmen,yazar,tasarımcı,reklamcı,radyocu,şair...☺

Olmak istediğim benim,dozumdayım,gerektiğim üzereyim ve tüm bunları ayıkmayı da zeytin tadındaki hıyar turşusuna borçluyum...



0 Yorum:

Yorum Gönder