Hoşgörü Sınırı

Sevdiğin birisi öldüğünde mutsuzluktan ama buna rağmen güçlü kalabilmek için gülüyorsan,seni terk ettiğinde''Yine bekleriz''gibisinden laflar ediyorsan işin zor kardeşim;deli derler sana,acısından delirdi,kafayı yedi falan derler..Oysa hiçbiri de görmez yaptığın fedakarlığı,gösterdiğin sonsuz hoşgörüyü...
Sana vurana vurmuyorsan,küfre küfürle karşılık vermiyorsan korkak olursun,hatta pısırık,ana kuzusu falan;asla idrak edemezler sendeki erdemi,keriz yerine koyarlar yemiyormuş gibi...
Ve bunu o kadar büyük bir bağlılıkla yaparlar ki,onlara ses çıkartmayışını dahi göremez,verecek bir cevabın olmadığını düşünürler...

Onlar bizi böyle yetiştirdi,sokaktakiler,evdekiler,işte-okuldakiler,diğer herkes...
Laf anlatmak için yorduk bir dönem kendimizi,ama sen kime laf anlatıyorsun ki kardeşim?!İyi hissetmek uğruna barındırdığımız yalnızlık,doğru ve sağlıklı düşünceye feda edişimiz itibarımızı;bunun da sonu gelir,Hitler bile ölmedi mi sonuçta?Şimdiki en büyük vazifemiz tavrımızı muhafaza etmektir bizim,onca cahil cühelaya karşı ayakta durabilmektir...

Anlayamamalarını da bekleyebilmeliyiz insanların,asla anlayamayacak olmalarını da.Sınırsız hoşgörümüzün yanında barındırdığımız tek adalet vicdan ve merhamet olmalı...
Ama en önemlisi,herşeyin biteceğine inançla çok şık bir şekilde bitirmeliyiz filmimizi,bize yakışacak şekilde...

0 Yorum:

Yorum Gönder