Bildim


Çoğu zaman zor geliyorum farkındayım da, aslında inanın bana, oturup yarım saatcik beni düşünse herkesin ama herkesin anlayabileceği bir insanım ben; bile bile yaptığım hatalarımın dahi o denli açık ve esasen anlaşılır sebepleri var ki, istemeseniz bile beni anlardınız, emin olun kızamazdınız, düşmanlarım da öyle.

Hep denedim işte, öyle olmadı böyle denedim, şöyle denedim falan. Derken geldiğim nokta o kadar boktan ki, çare sandığım şeyleri tek tek elde edip yine de yetemediklerini gördüm. Siz mi? Bunların bir şeyin denemesi olduğunu göremeden beni suçladınız; nitekim sorun yok, çünkü göremeyeceğinizi kabullenmiştim ve suçlamalarınız benim için bir şeyi değiştirmedi.

Ben hep kendimi bildim, iyimle kötümle, zayıflıklarımla bildim, gücümü, sınırımı bildim... Siz bilmeseniz de ben bildim, ders almadığım veya inadımdan değil de sadece içimde başka bir ihtimale inanma ihtiyacı, doğmamış kardeşlerimin eksiği olduğu için bu kadar affettiğimi, bu kadar bağlandığımı bildim.

Zaten bir heybesi olan, gün sonunda onun da boş olduğunu öğrenen biri gibi. Siz bilmemekte ısrar etseniz de ben öğrendim artık, değişemeyeceğimi. Eylül yine haklıydı; sertleştim sandım yalandı, onca zaman sonra bana gelenlere ettiğim her hakaret ve küfür, başa dönme korkusu barındırıyordu içimde. Biliyordum hep de, yanılmak istemiştim.

Bu saatten sonra değişemem ya; beni bıraksalar her şeyi severdim, ben de her şeyi bıraktım, her şey beni çoktan bırakmadan. Size ağırdı bir tek, bana değildi; sizdiniz abartı bulan sevgileri, değer vermeleri, ben değildim. Eksikti çünkü, en azından bana verdikleriniz. 

İşte şimdi gerçekten kayboldum okuyucu.
Beni güzel hatırla.


0 Yorum:

Yorum Gönder