Belki Birden Biraz


Bir beklenti içinde olmak kadar şaşırmayı da özledim geçen zamanda, zamana karşı geçip gittim biraz da, çevirdim başımı gittim, belki fazla çevirdim boynumu, kırdım belki boynumu, kırdım geçirdim belki gülmekten kötüleri, geçirdim belki taa...

Birden durup uzun bir gerçeği hatırladım sanki, birden durup yanımdaki herkesi öldürmek istediğimi hatırladım sanki; birden gözümü açtım belki, yoktu kimse... Ölüm buydu, belki.
Birden emin oldum memnuniyet değilse de ona yakın şeyler duyacağımdan bazı ölüm haberleri alsam, birden tiksinip belki biraz da olsa anladım kendimi kızarak. Bir çocuğu anlamak gibiydi bu, uçmak istediği için camdan atlayabilecek, sırtında takma kanat olan çocuğu. 

Çocuğa sorarsın bu ne? Kanat. Kanat ne içindir? Uçmak.
Çocuk mu suçlu bağlamı mı kelimelerin şimdi, hele de sevgi gibi, dostluk gibi belki biraz.

Belki biraz birden, hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim, düştüm düşeli. Fırsat geçse, benim için bir şey değişmeyecek olsa, birden yapardım belli ki biraz, biraz öldürür biraz bırakırdım, kendim gibi. Biliyorum. Düştüm. 

0 Yorum:

Yorum Gönder