Farketmiyor ki


Durduğum yerinde zamanın, o kadar fark etmiyor ki. Kabul edemiyoruz, etmek istemiyoruz belki ama süreksizlik kazıyor mezarımızı; eski bir en iyi dostum vardı mesela, en iyi olmasının sebebi ise yaptığı, benim için çok önemli olan fakat reelde aslında son derece sıradan bir şeydi, senelerce sırf o günü hatırlayarak en iyi dedim ona... Göremedim yahut görmek istemedim başka hiç öyleliği olmadığını.
Demem o ki, bir anki güneşe bakıp da kısa kollu giyilmezmiş, o güneşin hatırası da hatırı da ısıtmaya yetmezmiş.

Bugün ise, hayatta ailemden sonra en değerli gördüğüm iki kişiden ilkine aynen şunları yazdım:

"Bak kanka, muhtemelen farkındasın zaten ama sen benim hayatımda ailem dışımda harbiden çok ama çok önemi olan iki kişiden ilkisin. Bunu iltifat olarak demiyorum, düşün bir, neden öylesin sence? Yanımda olduğun için falan filan değil ha, kimse olmadan da hep yürüdüm ben, illa yürünüyor. Sebebi şu: Sen hep benim ayakları yere basan tarafım oldun, hep tutarlıydın, ikimizin ilişkilerinde de başka insanlarla yaşadıklarında da hep çok hakkaniyetliydin, benim olamadığım ve özendiğim kadar. En çok da sevdiğim yanın ne biliyor musun? Sen de benim gibi değişip duygusuzun teki oluyorsun, seni de ezip geçiyorlar kendini tanıyamıyorsun; ama günün sonunda hiç olmayacak gibi görünse bile, eğer hak eden biri çıkarsa yine aynı enerjinle güzellikler sunabiliyorsun benim aksime. Valla aynı ben gibisin, seni de bıraksam bin saat gömersin belki kendini, bunları da o yüzden yazıyorum, kendini kendinden değil benden dinle diye... Başkasına kusur bulmak istemiyorsun çünkü artık kimse hakkında yanılmış olmak istemiyorsun, ben bunun çok farkındayım, ama inanmaya çalışarak da olmuyor; baksana bana, içim içimi yedi, kimsem hiçbir şeyim yok şimdi ve en kötüsü böyle olup olmaması kalbimde fark etmiyor; ne iyi ne kötü hissedemiyorum artık, işe güce vurdum kendimi, en kötüsü de artık bu yokluk olması gereken kadar bile acıtmıyor, güç gibi ama değil, robotik bir biçimde yükler yükleniyorum da farkına bile varmıyorum... Biz senle her açıdan benziyoruz ama sen benim bu sonumu hak etmiyorsun *****. Bu yüzden elini taşın altına koy, çünkü artık daha kötü olmayacak.
Kabuğuna da çekildin -gerçi bunu benim dememem lazım ama- belki kendi başına toparlayabilmen gerektiğini sandığından belki de yine bizi düşündüğünden ama yapma bunu işte. Başkalarını bilmem ama ben hep burdayım, ben hiçbir zaman seni dinlemeyi angarya görmedim göremem, hep yanındayım, her kararında. Dostum."

Hayat, ihtimaller, bir zamanlar olduğumuz ve geldiğimiz yerler... Çok mu yaşlandım yoksa hep mi yaşlıydım ben okuyucu? Buyur öyleyse sana da bir nasihat, yalvarırım unutma ve söz veriyorum işine yarayacak:

Gitme demekten, özür dilemekten, sevdiğini söylemekten sakın gocunma, ortada bir sorun varsa çözmeye çalış; gözlerini de kaçırsan, sen de kaçsan, o sorun bir cinayet gibi kalıyor orada. Çok sonra anlıyorsun maktüllüğünü.

Hayat ihtimaller havuzu okuyucu, belki bazı şeyleri yaşayıp sonra tekrar yaşamak gerekiyor diğer şeyleri, neticede insan olacakları bilemediği için sıralamaktan da yoksun, oysa en önemlisi bu ama bilmiyor işte. Bana bugün veya on yıl önce aynı duygusal içerikli soruyu sorsan cevapları ne de farklı olurdu değil mi?

İlişkisi olan insanlar ayrılıktan önce ara vermeyi dener de durur, neden? Bir şeyler değişir diye, hani şu gocunma dediğim çözmeye çalışmak, oturup konuşmak yerine uzaklaşmayı tercih ederler, sanarlar ki kendiliğinden iki taraf da soruna ilişkin düzelecek bir süre sonra. Çünkü geçmişteki güzel günleri düşünür sürüklenirler, o zamanki gibi devam etsin isterler çok haklı olarak ama etmemiş işte, kimin suçu olduğu da önemli değil. Hani felsefi bir gemi paradoksu vardı, işte burda gemi artık o eski gemi değil, bilmem anlatabildim mi.

Delinin biri "Zaman her şeyin ilacı." demiş, bütün çöpleri zamana toplatır olmuşuz, o da toplamamış.

Bir gücüm yok buna dair, yine de çabalamaktan geri duramam dostlar için. Alnımın teri ola, var ola dostlar.
Biri "İyi ki varsın." falan diyor bazen, başkası geliyor "Sen benim kötü gün dostumsun, başım sıkışınca ilk sana anlatıyorum." o kadar tarifsiz zengin hissediyorum ki, iyi bari diyorum hala biraz olsun Alptuğ kalmışız. Sanırım hayatta en önemli şeyler de böyle cümleler, bir gün herkesin anlayacağı, anlamak zorunda kalacağı üzere. Çok fark ediyor çünkü. 

0 Yorum:

Yorum Gönder