Eski Telefon


Bir iş için lazım oldu eski telefonumu açtım bugün, ben ne bileyim silemediğimi içindekileri, ben ne bileyim o eski Alptuğ'un o telefonda yaşadığını... Öyle numaralar duruyordu ki, bugün arasam açılmaz, bugün arasalar kendimi keserim; öyle fotoğraflar var ki mutlu ve kalabalık, benim fotoğraflarım ama o kadar mutlu ki yani, benle alakası yok gibi anlatabiliyor muyum? Ya mesajlar? Sahte kıymetlerin sahte olduğu bilinmeyen zamanlardan kalan, şimdi okununca sadece tarifsiz uzunca bir acı veren ama o zaman okusan kalbini atar tutan cinsten.

Ölü birinin telefonu gibi biliyor musun, yarım kalmış bir hayat gibi; gerçi gibisi mi var bunun, yarım işte, yarımım ben epey uzun zamandır...
Eskiden insanları benimle bilirdim ama boşluklar vardı, sızardı ister istemez içime gerçeğin soğuğu; şimdi boş bir sokak ayazı, inan bana fark etmiyor... Sadece, daha sık yağmur yağıyor.

Geçmişe dönmeyi şimdiki halinizle istemeyin, illa dönülecekse siz de eski halinize dönün, kaldırılmıyor yoksa.
Bir gün öyle çökeceğim ki olduğum yere,
Dünya beni kaldırıp da dönemeyecek.
Saklasam da o gün yakın, hissediyorum zira, ileri yürürken bile aşağı battığımı. Zaten o yüzden gülmüyorum ya, yer çekiminden nasibini ilk göz yaşları sonra dudaklar alıyor.

Sen değişme okuyucu, herkes değişti, sen değişme. Lütfen. 

0 Yorum:

Yorum Gönder