Sessiz Yazı

 

Her yarı ölü şahsiyet gibi tekrardan kitaplara vurdum kendimi, bir kitaplar bir de dizimdeki metal kader arkadaşım; Onlar bırakmaz, dinlememezlik etmez, diyelim yeterince delirdiniz ve onlarla kavga edebilme yetisi kazandınız ama o zaman bile, sizi bir şeye değişmezler.

Eskiden olsa, başta kendim olmak üzere her şeye fiziksel psikolojik zarar verirdim, yine aklımdan her gün geçip gitmiyor da değil ama öyle kaybolamam. Evet okuyucu, bana ayırdığımız sürenin sonuna geldik, yanlış falan duymadın. Çekiyorum elimi her şeyden, herkesten, ulaşsalar da uzanamayacakları kadar uzağa gidiyorum. Bedenim burda belki ama kimse bulamayacak ruhumu bu saatten sonra. Sizi temin ederim dünya daha güzel bir yer olacak. Ben mi? Unutun, unutursunuz, istemeseniz de -ki isteyen de ne azdır- öldüre öldüre unutursunuz.

Tanımadığım şeyleri bile sevemiyorum artık, bütün insanlığa kırgınım.

Her şeye uzaktan bakacağım artık, o deli çocuk öldü, o renkli kıyafetlere kış geldi, o gülüşler soldu... Gerekmedikçe konuşmayacağım, sanırım bir süre falan da değil, inceldiği yerden kopasıya dek. El birliğiyle değiştirdiniz beni aferin, inşallah bari böyle seversiniz.
Öyle bir noktadayım ki artık... İnsanlar, artık karşıma iyi olanları çıksa bile iyi kötü tek bir şey paylaşamam, kimseyle ortak bir nokta edinemem, hele hele ısınamam çünkü bunlar korkunç şeyler artık. Yemek yerim, kitap okurum, okula giderim, uyurum ve hepsi bu; ağzımdan çıkmayan her kelime için kendimi şanslı sayarım.

0 Yorum:

Yorum Gönder