Silik

Bu da oluyormuş sayın seyirciler...
Harbiden silinip atılabiliyormuş kimi şeyler ve de insanlar senelere ve geri kalan her şeye rağmen bile tereddütsüz ve tek kalemde. Bu "ve"lerin bir sonu yok evet, ve dostluk ve insanlık ve bilmem ne, bitmiş...
Allah'tan yazmak var, okunsun yahut okunmasın silinmemesi var, bir insanın kalıcılaştığı bu mertebe; bir de geri kalan dostlar, gerçek olanlar, yani asla bir şey yaparken, anlatırken falan "gün olur da bu da gider mi?" diye aklından dahi geçirmediğin ve seni yanıltmayan güzel insanlar...
Bu seferki onlardan değilmiş, zaten aklımdan geçirmiştim bu düşünceyi, iyi ki; çok düşmüş bir adamın her şeye hazırlıklı olması gerekir malum, sarsılmamak adına...
Hayret kere hayret insanoğlu, bir o kadar rahat, fazlasıyla saçma salak...

Aslında ters bir durum değil, alışık olmadığım bir şey de değil ama oluşunu düşünüyorum. Bütün yaşanmışlıklar, hatta o bilmeden senin onu düşündüğün ve onun için yaptığın ya da yapmadığın şeyler, yapmayı geç ama onun iyiliğini falan filan gözetmek; her kimse o inandığın, gün gelip bunları hiç edebilen biri, artık bir "hiçkimse"; silik, belirsiz ve önemsiz ufacık bir detay...
Bu kelimenin yazılışının doğruluğu şuraya dursun da cehennemin dibi valla, herkesin cehennemin dibine değin yolu mevcut; dediğim gibi beni dehşete düşüren insanlardaki bunu yapabilme kabiliyeti, artık buna ne denildiğini siz belirleyin. Hak edene de etmeyene de değer veririm ben bunda sorun yok, kuyusu benim zaten değerin, bitmez içimdeki, sana bana ve geri kalana yeter, arda kalan hariç...

Vay be, vay anasını be... Ama bana da helal olsun, vallahi olsun; resmen şuan oturdum ve bir Zeki Demirkubuz filmi gibi izliyorum hayatın bu yönünü, bir senarist olmak istediğim düşünülürse olay örgüsü ve karakter tahlillerinin birden birbiriyle ve kendileriyle aynı anda bu denli muntazam çelişmesi belki bu bir film değil de hayat olduğu için kötü ama sinematik olduğu için muazzam...
Ne günlere kaldık derseniz aha da bu günlere kaldık, oldu mu? yeterince güzel mi? Ay bi'gülme geldi pardon, çok pardon. Gelmese miydi? tamam gitsin, peki git, gidin, gitsinler, gitmek ve probis (canım çekmiştir biraz biraz) ve kadınlar. Hayrınızı mı gördük ahali! yerim sizi. Ben de gideceğim inanır mısınız bir gün, inanabiliyor musunuz? şimdi edebiyat olsun maksatlı "Kendimden gideceğim" derdim ama anlaşılan ben kendimden geçmişim, hatta ardıma bakmamışım; ocağı açık bırakmışımdır, yemeğim vardır diye bile düşünmeden. Yansın zira yanan, yanmaması gereken, ısınsa alevleneceğim kim varsa göğüs kafesimin içinde güvende, daima da benimle...

Ne derler bilirsiniz; hambalaley hambaleyo oooo reyyya... Nice güzel kafam, ben daha güzelim, Veysel daha aşık, türküsü daha yanık...


0 Yorum:

Yorum Gönder