24 Ağustos 2025

Sahra


Sana söyleyebileceğim tek şey kuru yalanlar artık, yapmacık iyiyimler, mutlu pozlar... Çünkü senin için iyi olan bu, tereddüt etmiyorum o yüzden. Alıp başımı çekip gitmem lazım bu dayanılmaz acıyla normalde ya, duramıyorum yine de, senle bir gün -artık boktan da olsa- irtibat kurmasam bir şeyler eksiliyor bende. Umarım yalnız sana olan bu metni bir tek sen görmezsin tek dileğim bu; zira söylemem gerek bunları ama sen görmemelisin işte, sen beni o kadar da umurunda olmayan, hayata dönmüş, öyle mal bir ben bilmelisin. Normal insan böyledir çünkü, bir noktadan sonra kayıtsızdır ve kendini düşünür; hoş, benim asla böyle bir vaadim olmadı ama yetmez, insanlar otomatik olarak normalle kıyaslar.

Haklıydın acı veriyor senle konuşmak, görmek, hatırlamak, bilmek, etmek ama... Birine düşkün olmanın bu kadar kanlı olabileceğini çoktan göze almıştım. Haklısın aslında eskisi gibi değilim, uzağına düştüm eski benin ama bu sana soğukluk değil, iyi ki görüntülü görüşelim gibi bir saçma teklif sunmuyorsun da görmüyorsun sana en güzel emojileri dahi atarken, kelimelerin son harflerine bolca basarken buğulanan gözlerimi yahut daralan nefesimi.

İki yüzlü piçin tekiyim ben çünkü sana yapma dediğim, kızdığım ne varsa şimdilerde bir bir çekinmeden kat be katını işliyorum da doymuyor gözüm, aklıma devamlı ölüm düşüyor, Gizem'le bile tartıştık bu yüzden dün; haklı olarak bana kızdı, ben de ona, derken benim hakkım ağır geldi, biraz da ondan çıkardım sinirimi, yazmadı bir daha. Olsun, zaten ben herkesten çektim elimi eteğimi; o, bu, şu, en nihayetinde de kaçınılmaz olarak sen... Her ne kadar tazelensem de her bir sözünle, yemin olsun gideceğim ama bu ne sen ne başkası yüzünden olacak ve hiçbir şey hissetmeyeceksiniz, biliyorum.

Her gün sana siktiriboktan bir bahaneyle yazdığımda kendime kızıyorum, kafamı duvarlara vuruyorum: "Sevmiyor işte siktir ol git, sevmeyecek defol git, bir önemin yok, yok ol git, bırak kız onunla konuşsun kaybol..." Haklı biliyorum içimdeki ses, hiç yanılmadı ki, aklında bir parazit gibi sırf senin iyi biri oluşundan beslenen bir yer kaplamak da istemem nitekim. Senin ve kendim için hiç olmamış olmayı basarabilseydim ilk yapacağım buydu eminim, ne kadar yalnızca ama yalnızca iyi şeyler hissettirdinse de, öyle gerektiğini bilip başımı öne eğecek kadar yaşlı biriyim artık.

Keşke daha iyi bir oyuncu olsaydım Sahra. Keşke. Sensizliğin kat kat kötü olduğunu bilsem de sana ve herkese vedamı burda böyle ediyorum o yüzden işte, misyonumu tamamladım gibi ben, sakın bilme. Bu konuşma nasıl yapılırdı ki senle? Yapılamazdı, böyle yazmak çok rahat çünkü senin cevabın yok, ne diyeceğinin yahut demeksizin düşüneceğinin kör paniği yok. Bütün iyiliğinle konuşalım diyorsun ama ne diyebilirim ki, içimde dönenin binde birini bilsen hayli hüzne sevkeder seni.

"Ya böyle davranma ya da konuşmayalım" demeseydin o kadar iyi top çeviremezdim, kabul edelim canlı bir cenaze için oskarlık performans sergiledim; insan her ne kadar merkeze oturtsa da seni incitmemeyi, kötü bir şey demese dahi suskun olmamak ve o dediğin eskisi gibi olmak öyle zor ki; haklı olarak ayırt edemediğin şu, sana olan iletişim biçimim değil değişen, yazık ki ben çok daha derin biçimde değiştim... Sanma sakın farkında değilim er geç çöküp gideceğimin illa ki, benden ziyade senin önemli bu defa farkında olmaman, ne kadar uzun olursa.

Şimdi diyebilirsin ki hem dayanamayıp hem neden varsın, aslında cevap çok basit; bir gün herhangi bir sebepten ihtiyaç duyabilme ihtimalinde, hemen orada olabilmek için, kimseyi aramak zorunda kalma diye etrafında, yalnız hissetme diye benim gibi. Bu kadar işte.

Sana yazmıyorum diye önemsemiyorum falan sanarken sen, günümün tamamını oluşturduğunu ve seni düşünümeksizin bir an dahi geçmediğini bilmeden; işte bu ironik ve ben hem seninle olmak isteyip hem nasıl kaldırırım bu üçüncü şahıslığı bilmiyorum yarın öbür gün, bilirken hayallerini ve asla özneleri olmayacağımı, senin beğendiğini gördüğüm mutlu çift konulu videolara asla senle beni özne düşünrmeyecekken artık; bıçak unutulmuş gibi içimde, her nefeste kesip geçiyor umrunda olmadan inanır mısın.

Seninle olamıyorsam da, keşke bütün gün omzunda, görmediğin bir melek olabilseydim. Belki bir gün hiç görüşmeyeceğiz ve bana, herhangi bir sebepten dolayı asla ama asla kendine en ufak zarar vermeyeceğinin sözünü verdiğin takdirde; ister beni unut, ister nefret et, kız falan hiç fark etmez. Ben o çocukken öğrendiğimiz "Orda bir köy var uzakta." şeysindeki köyünüm senin, gitmesen de görmesen de orda olacağım işte.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Alptuğ'un Mekanı