Bir Ara Denerim
Siktiret okuyucu,
Yani ben de bir ara denerim işte onu diyorum.
Başka biri olmayı, şiirdeki gibi dar çevre yitiklerinde önem kazanmayı, büyük çoğunluğunu zaten -yazık ki- başardığım unutulmanın herkese yayılmasını, bir noktada sadece cismen varolmayı ve artık bunu sorun etmemeyi belki de tam tersi ne bileyim, ölmeyebileceğim her yerden atlamayı; denerim işte bir ara, fırsatım olursa sevip "sevilmeyi", kadirşinas, kalıcı, yakın, yüksek, temiz, nitelikli bağlar kurmayı, öyle devamlı ölme halinde gibi hissetmemeyi, bir şeyler güzel giderken dahi çok yakında nasıl ters gideceğini bal gibi bilmemeyi bu denli, yanılmamayı beklentilerimden, alışmayı insanlara, kendi kendini dinleyerek kuruyup giden vasıfsız itin teki olmamayı, karanlığa bu kadar yakışıp her yarayı anlamamayı, adeta aslım gibi bilmemeyi, her yitik ve yalnızda bir sarılma aramamayı, her kuyunun başında içinde olanlar için nöbet tutmamayı...
Kimi kandırıyorum ki, biliyorsun ne elimden gelecek ne deneyeceğim; geçiştiriyorum seni, bakma en çok da kendimi, zira hiç fırsatım olmayacak, keşke daha da olmasaydı, kaldırmasaydım başımı hiçbir meşgaleden de, boktan bir kobay hayvanı gibi hiçbir mevzuya, hiç ama hiç kimseye değmeden, tanışmadan, bilmeden, öylesine var olan berbat bir yaşam formu gibi sorunsuz ve sessiz geçip gidebilsemdi.
İnsan var olmayı da, "biri için" biri olmayı da, bir hiç olmayı da var gücüyle beceremiyor ne acı; belki de bu yalnızca benim acılığımdır, yaklaşanın tadını duyumsayıp kaçtığı, sanki Dilovası'ndan geçiyormuşçasına genizlerin, belki daha da derinlerin yandığı; yangından kaçan insanları nasıl izah edeceksin yanan ağaçlara, "Senden kaçmıyorlar." ne fark edecek yahut onun için? Bir ağaç olsaydım, yanmak merkezinde olurdu odağımın ama benim aklım kaçanlarda işte, bu düşünmek yaşlandırdı beni, bil.
Gerçekten orda mısın bilmiyorum? Her gün bu yazıları bilmem kaç kişinin okuduğuna dair aptal istatistiklerden başka hiçbir şey görmüyorum ama tam bu satırların üstünden, üstün körü biçimde geçmeyen biriysen lütfen benimle iletişime geç, sanırım buna her zamanki kadar ama en çok da bugün ihtiyacım var. Ha sana ne söylerim bilmiyorum, belki koca bir hiç ama şu kesin ki korkma ısırmam, yalnızca benden başka birilerinin de "benimle" "var olduğunu" bilmek gibi önemli ve en de acilinden bir derdim var.
Kapan ey hayatım, fazla gibi görünse de yetmez, daha kapan
Işıklı görünen geceler dahi aldatıcı, yalnız başkalarının uğultusu o sana vuran;
Kayıp git, çekil, düş... Hiç durmamış bir göçebe gibi, görülme, en temizi bu.
Çalma kapıları, bekleme, durma dışarıda; yalnız bir acaba ol, gaipten bir ses.
Başka türlüsü dalgalı bir beste, sonu belli yara; kolaysa önce ben ol, sonra peşin hükümlü olma
Bir ara denerim iyi hissetmeyi, söz de vereyim hadi;
Şimdi beceremeyeceğim, zaten dinleyemiyorum da seni, özür dilerim.
Her şey için, çokuncu kez.
Keşke cevabını bildiğim sorular tedavülden kalksa, hiç olmamış olsa(m).
0 Yorum:
Yorum Gönder