Bilmek veya Bilmemek
Daha da gidebilmem lazım benim, yok başka mümkünatım; herkesten, her şeyden, eşten, dosttan, aileden, sevdiğim kızdan... En uzağa bir yere gitmem lazım, yeni birilerinin dahi olmayacağı, tek bir çiçeğin dahi yeşermediği, benden başka bir fikrin bulunmadığı ama EN ÖNEMLİSİ herhangi bir duygumu yaşatacak, yükseltecek, belirgin kılacak ve dolayısıyla kaçınılmaz olarak sorunlara yer açacak hiçbir şeyin asla ama asla bulunmayacağı, uzay boşluğundan çok daha boş bir yere hemen bugün, şimdi, ilk uçakla, trenle, tırla, otobüsle, yunusla, herhangi bir haltla gitmem lazım.
Ne insanlar ne kendimle derdim, sadece ısrarla sürdürdüğüm ve halen daha sürdürülmesi gerektiğini hatta bunun sağlıklısı olduğunu savunduğum "his" denen şeylerimden yoruldum, bir şeyler hissetmekten, birilerine bir şeyler duymaktan; ister beklenti olsun bunun adı, ister arzu, kin, öfke, umut, özlem... Burnu duyarlılaşmış bir hamile gibi tiksinti duyuyorum kendi duygularımın yoğunluğundan anlıyor musun? Öylesine yoruyorlar ki beni ama onları o kadar seviyorum ki ve de onları borçlu olduğum kişileri...
Kafan karıştı muhtemelen, bir nefret misali başlayıp herkesten uzaklaşmaktan başka temenni barındırmayan bu yazının bu kadar yumuşacık, sevgi dolu biçimde ilerleyeceğini beklemiyordun; ben de o kadar çok şeyi beklemiyordum ki kendimden, sanırım infilak edeceğim bir noktada ama bunun nasılını ve sonuçlarını kestiremiyorum.
Kaldı ki şunu da bal gibi biliyorum, bir biçimde bu dediğimi gerçekleştirebilseydim bile içimdeki -özellikle de olumlu ve güzel hisler- hiçbir zaman için sönümplenip, Robocop filmindeki benzerinden bir duygusuzluk iklimine bürünemeyeceğim; hadi diyelim garip bir biçimde o da oldu güç bela, o zaman dahi yine içten içe bileceğim ideal olanın bu olmadığını ve en kıymetli şeylerimi, duygularımı kaybetmiş olmanın hüznü ile yaşayacağım, bir his olarak değilse dahi bilgisel katmanda. Bu dünyada zaten en kötü iki şey: Bilmek veya bilmemek, örneğin birinin senin hakkında gerçekten ne düşünüp hissettiğine dair bir bilgi yahut bilgisizlik, en en en fenası da eksik veya yanlış bilgililik... Belki savaşların bile temel sebebi.
Öte yandan sanki, her şeye rağmen yani bu ki zaten yaşamak, bunu çıkardığın an ne kalıyor ki? Belki de asıl husus, güvende ve emin olmaktır.
0 Yorum:
Yorum Gönder