Mağara


Bir tetik gibi sıktığında anladım elimi, bakılacak bir şey kalmadığını ardımda; emir gibi gülüşün, ben ölüm döşeğinde.
Geçmesini beklediğim şeylerin üzerimden geçtiğini, yolunu gözlediklerimin üzerime geldiğini görsem bile gözlerinde... Güzeldi.
Bunca şefkat dolu, gerçekliğini kestiremediğim ölçüde iyi gelmeseydin ne olurdu sanki?

Tutulmanın tadıyla tutunmanın güveni sende kesişir, söyleyemem, serde erkeklik; hoşlanır bilmem kendim bile, belki budur iyilik. Doğrusu, dünya gözüyle tek kere görmemişken.

Mağaranın kapısında sen, beni beklediğin için değil ama oradasın işte; sadece sen olsan kolaydı çıkmak ama kalabalık, görmediğin, bilmediğin -ve bilmeni de istemediğim- kara kalabalıklarım dışarıda diye... Seni de çağıramam ki yalnızlığıma.

Yüzümü görmeden git güzel kız, nasılsa bakmasan da görmesen de, orada bir adam var uzakta.
Mümkün mü diye sorma, herkesten uzak olmak başı sonu belli dünyada. Bir yer kalmıştır belki, benim bile sevildiğim kadar ıssız.

0 Yorum:

Yorum Gönder