Geç Kalınmış Özürler


Çoğu insan çoğu şey için geç kaldı benim nezdimde ne yazık ki ama en çok da bu özürler, bu zerre kıymetsiz hatta sinir bozucu, bir sivilce gibi aniden doğan özürler...

"Bu da bir şey" dediğinizi duyar gibiyim, teoride benim için de öyle ama pratikte öyle olmadığını gördük bugün. Meğer artık su serpici değil yangın hatırlatıcıymış özürler.

Ben kindar değilim, yalnızca unutamıyorum, unutamamak derken zihinselden ibaret değil, hissel olarak da tüm hüzünlerimi hala yaşıyorum, böyle bir unutamamak. Bunu anlayabilecek olsanız zaten çok farklı olurdu.

Kimseyi kırmamak için kırk takla atan, af müdürü, şefkat abidesi ben hala capcanlı duruyorsa da içimde, epey kabarık bir liste söz konusu olduğunda onun değil, pek kimsenin bilmediği tarafımın kanunları geçerli.
Bunu ben zorla böyleleştirdim! Çünkü bal gibi biliyordum o insanların benim affetme huyumu, çabucak yumuşayabilirliğimi bilip bunu kullanmak isteyeceğini. Yıllar sonra gelen bir özür ne denli sahicidir sorarım size, ki aradan geçen zaman boyu bana bugünkü kadar rahat ulaşabilecekken.

Bu kadar kaba, sert vs. olmak zorunda mıydın Alptuğ? Evet. Karşımdaki kişilerin bunu en ufak hak etmediklerini düşünsem emin olun beceremezdim, eğer beni düzenli okuyorsanız bundan şüpheniz olmaz zaten. Oysa kızgınlığım tam da buna zaten: Hak ettikleri şeyin bu olmasına.
Alptuğ düşünmeden lak diye en ağır lafı gelir ortaya koyar, herkesi yakar yıkar, bunu yaparken de böyle biri olmaktan asla ama karşısındaki insanlara bunu yaşatmaktan ise tarifsiz bir keyif alır AMA kesinlikle ve kesinlikle bir damla olsun samimi pişman, masum insan bundan nasibini almaz.

Bir ömür herkese kucak açtım, hala açıyorum. Benimki anlamadığınız kadar farklı ama bilakis elzem olan bir tedbir. Kucağımdan da bıçaklanmamak ve insanlara kucak açmaya devam edebilmek için, birilerinin de götünden kan almak zorundayım. Popo desem anlamını düşürürdü özür dilerim. 


0 Yorum:

Yorum Gönder