Kol


Bir şeylerin eskiden yaşanmış olmasının onları etkisiz kıldığı fikrinde nasıl da hemfikir insanlar, çoğu için her şey basit ve sığ aslında. Farz et ki yıllar önce kolun kopmuş da sana "Yıllar önce koptu, bu kadar uzatma." demişler. E ortada koca bir kol yok bunu nasıl yapalım?

Şimdi diyeceksiniz ki "Alptuğ onunla bu bir mi?" E kaç peki? Sorun da bu zaten, sizin manevi hasarları bu kadar ikinci plana atıp ehemmiyet göstermemeniz; hele ki Allah muhafaza, unutmak seçeneğinin u'su bile varsa etrafta, ota boka antibiyotik öneren vasat doktorlar gibi çözümden ziyade tatmin etmeyen bir şık olarak her defasında onu önüme koyarsınız.

Bu sorunun en acı tarafı, bu tavrı öylesine içselleştirmişsiniz ki, bırakın beni yahut başkasını, bizzat kendinizde dahi haklılıktan vazgeçmeye ölesiye razısınız sırf suni bir mutluluk için. Neyse ki bunlar sizi avutabiliyor, sonradan oluşturduğunuz o mukavvadan hayatlar gerçek olmadıklarını hissettirmiyor size... Ama ben hissediyorum işte, yangım buradan yükseliyor tam da.

Gamsızlığın marifet sunulduğu bu dünyada ne yazık ki size de haklı deniyor işte, zaten bu yüzden bu kadar kolay uyum sağladınız aşağılık bakterilercesine yalan mı? Haklı görülmek için haklılığı ışık hızında satıp, garip bir vicdan ötenazisiyle varlığını bile unutabilmeniz pek çok naylon başarıya bedeldir emin olunuz.

Düzeninize tükürmekle birlikte
Güzel kendi kendimeliğimle
Bin kere yazık
Size inanmaya ihtiyaç duymuş bana bile

0 Yorum:

Yorum Gönder