Kısa ve Sorulu Yazı

Birine bana benzeme dediğimde kendimi kötü biri olarak gördüğümü sanması ilginç geliyor, halbuki ben içinde bulunduğum durumu kastediyorumdur muhtemelen. Sen de benzeme bana okuyucu, benim gibi yaralı halinle cesur bir tavır takınıp da yaranı sergilememelisin -burada olduğu üzere- belkide; zira korkmaman, korkmadığının başına gelmesine engel değil yazık ki.
İçten birilerinin eksikliği her birinizde nasıl açlık kadar keskin bir ihtiyaç halini aldı diye hayret ederken, öte yandan nefes alan herhangi bir şeyle herhangi bir ilişki kurmaktan acılı fakat bilhassa tutkulu da bir şekilde şiddetle kaçınmamın nesi mantıksız ki? Asosyallik bir kabuktu; kırmaya çalıştığım kabuğun beni koruduğunu ben bininci defa anarken, başkaları hala farkına bile varmadı. Bir önceki yazıya binaen: Güvende olmak mutlu olmaktan mühimdir mi demeli, zira güvenli mutsuzluğumuzun yara almış ve acılı halimize ağır basacağı aşikar da.
Arayan bulur belki cidden mevlasını, buna hala çokça inanıyorum nasılsa; beni asıl sıkıntıya sokan, sonunda mevlayı bulacak olmamıza karşın ona varana kadar bulduğumuz belalar. Peki ya bu belaların vahameti, mevlayı bulmaktan caydıracak kadar fazlaysa? Suçlu mudur cayan, birine dayanamadı diye kızabilir misiniz? Siz bu soruyla oyalanırken ben de yaşamak için bahane bulmaya devam edeyim, hadi selametle...

0 Yorum:

Yorum Gönder