Gelme N'olur

Yeralti (2012)
Bu defa darağacımın gölgesinden yazıyorum sana sevgilim,
Henüz tanışmadığım ve muhtemelen de tanışmayacağım.
"Sana anlatamıyorum; bütün bu köşeler, bu karanlık, bu ıslak, bu gürültü." Dinmiyor da sana anlatamamanın acizliği, varlığına dair tek bir kanıtım olmaksızın yazdığım bu satırlar dahi soğutmuyor artık hücrelerimi. Senin suçun yok oysa, benim beceremeyen, seni beklerken hayatını gitgide kaybeden. Üzgünüm, kırgınım, sebep çok, her zaman öyleydi, sen de biliyorsun bunu...
Asıl mesele sen değilsin bebeğim, sadece ben öyle bir noktadayım ki... Şu dünyadaki herhangi bir insan istediği kadar çaba sarf etsin, hatta hepsi birden; ne en ufak anlayabilirler beni, ne faydaları olur. Beyza'ya falan da anlatmaya çalışıyorum, beni kırmamak için tamam falan diyor ama idrak edemiyor... Sen bile gelsen fayda edemezsin bana ne yazık ki farkındayım, zira şarkıda dediği gibi: "Öyle bir yerdeyim ki..."
Boşa harcamayın ne gücünüzü, ne umudunuzu, ne de sevginizi. Çok uzun süredir yalnızca bataklığım ben, dahası değil, olmayacağım da; öyle deli dolu durduğuma ne bakıyorsun sen, olduğu yerde durunca iki ayağı aynı anda ağrıyan birinin acıyı yarılamak maksadıyla koşmasından farksız benim bu göstermelik olduğunu seve seve kabul ettiğim mutluluk.
Bir mahallenin temiz olması gibi gerekli çünkü mutlu görünmek, mutlu olmanın zerre önemi yok, etrafının enerjisini, sevincini, mutluluğunu emmemek için susmak bir borç.

Okey yalnız değilim kabul, toplumun içinde hayli de belirgin bir yerim var üstelik; ama bu yonca tarlasının içinde tek beş yapraklı yonca benim anlıyor musun, o beşinci yaprak benim canımı nasıl yakıyor biliyor musun? Bilemezsin, bilme, git mutlu ol. Beşinci yaprak derken neyi kastettiğimin bile önemi yok, ne koysan sırıtmaz emin ol.
Engin Günaydin in Yeralti (2012)Şu gün seni tanıma ihtimali, seninle mutlu olmaktan çok seni de perişan edeceğimi anımsatıyor bana.
İyisi mi gelme aşkım,
Gelme yanacaksın
Gelme ölümün hüznümden olacak
Gelme n'olur, hiç bilmediğin gibi solup gideceksin
Yalvarırım gelme, başkalarının bende açtığı boşlukları doldurayım derken sen biteceksin
Ölümü gör gelme, bir ben kaybedecekken zahiyatımızı arttırmaktan başka işe yaramayacaksın.
Eğer gelirsen bana yetemediğini düşüneceksin sevginin ilk başta,
Gelirsen hayatının hatası olacağım sonra ama acıdığın yahut gururundan bırakamayacaksın belki de,
Geldiğinde benimle hatta korkarım benden hızlı tükeneceksin ve ben bunu seyredemem
Sen buna fazlasıyla razı hatta bundan hoşnut dahi olsan, hayatında bir yara izi gibi kalmak ihtimali her gece titretiyor beni. Buraların tek delisi ben olmalıyım sen değil, kendini ateşe atmak da neymiş benim gibi birini severek. Neyim mi varmış benim? Kötü değilim ama kötü durumdayım, yetmez mi? Korkarım yetecek, fazla bile gelecek. Gün olacak taşıyamayacaksın muhtemelen beni, sevginden ağır basacak benim mutsuzluğumun ilk günlerde seve seve evlat edindiğin tohumları, zamanla batacaklar, korkarım bana olanlardan daha derine.

Biliyor musun bugün doktora gittim, yok yok önemli bir şey değil endişe etme, kafa derime yaklaşık elli iğne sapladı sadece. Acımadı be, korkma, hatta kadın da nasıl acımadığına şaşırdı.
Diyemedim tabii ben kadına:
Ölmüş kız kardeşimin yerine koyduğum insanlar beni satmış, senin iğnen mi acıtacak?
Sevdiğim kadınlar beni kandırmış, senin iğnen mi acıtacak?
Bacağımda bilmem kaç santimlik bir metal, senin iğnen mi acıtacak?
Onca yılı bir başıma geçirmişim, bugün destekçimmiş gibi duran kimse dönüp bakmamış senin iğnen mi acıtacak?
İnsanların bana dair tek hevesi hayatlarında asla beceremeyeceklerini kendilerinin de bal gibi bildiği şeyleri bana yaptırmakmış, senin iğnen mi acıtacak?
Var olmayan bir kadını bekliyor ve onunla olacak kızımız için yaşıyorum, senin iğnen mi acıtacak?

Gelme diyorum ama sana, benim için, kendin için, hatta kızımız için. N'olur gelme, burası çıkmaz sokak. Bırak içimdeki bu ateş daha fazla insanı yakmadan, ağır ağır, kendi kendine sönsün; inan bana, ben külken de ben olacağım.


0 Yorum:

Yorum Gönder