Bir Nevi İç Döküntüsü
İnsanın içine dokunuyor be arkadaş, kadere isyan falan değil ama ne bileyim. Çok mutlu onlar, onlar işte, bu halimde payı olanlar. Halim mi? Stresten saçımda saçkıran mı çıkmamış, vücudumun başka yerlerinde başka şeyler mi olmamış; daha bir de önümde bi'ameliyat ve de bi'ameliyat ihtimali, birkaç doktor kontrolü ve bir tedavi süreci, koca ve zor bi'sene, büyük iki sınav var... Onlarsa çok mutlu, yeni dostları, sevgilileri (yani güya onları seven insanlar) vesaire derken beni niçin akıllarına getirsinler di'mi? Kabul ben istedim bunu, onlar mutlu olsun yeter ki de ben her şeye razıyım diyen de bendim; ama işte... İnsan hesaba asla katmaz ki mutluluğunu istediği insanların bir gün büyük bir zevkle onun içine edeceklerini; bunlardan birkaçı eski dostum, biri lanet eski sevgilim, gerçi sevgili de ne demekse, hatun zaten beni asla sevmemiş...
Ben bir kitapta okumuştum, bir Murat Menteş kitabı; bi'ekip vardı abi o kitapta, belli bir miktar para karşılığı, senin gerçekten haklı olduğuna kanaat getirdikten sonra seni üzen insanlardan senin öcünü alıyorlardı, öldürmek hariç her şekilde. İşte bugün kendime bunu sordum, böyle bir ekip olsa, deseler ki ücretsiz olarak biz sizin hakkınızı tayin edeceğiz, acaba kabul eder miydim diye. Cevabı bulmam kısa sürdü, hayır!
Sosyal medyama bakınca hiç de o kadar üzgün durmuyorum,
Belki ben de sizin gibi "göründüğüm gibi olmadığım" zaman aklımdan düşersiniz diye
Ben sadece oturup üzülmesini bilirim bilmem kaç senelik dostluklarıma, ben sadece üzülmeyi bilirim hiçbir halttan habersiz "Beni tek seven oydu." diye yıllarca gururla sayıkladığım ismin anlamsızlığına... Bakmayın şimdi böyle konuştuğuma, aylardır kendimi suçladım sadece her şey için, onlar beni suçlamanın bense kendimi suçlamanın kılıfını çok kolay buluyorduk çünkü. Anladım ki onu o çocuktan ben ayırmadım, zaten ayrılma kafasında olan o aptal çocuk beni ateşe attı; "eski" arkadaşımı da anlıyorum tabii, yıkıldı demektense "Alptuğ yıktı" demek kolay geldi, madem öyle, öyle de devam etsin bakalım. Eski sevgilime gelince, ona buradan bir lanet olsun muhakkak... Ya tamam kendi söyledi iyi biri olmadığını ve bunları hak etmediğini her şeye tamam, sadece sevdiği kişinin onu sevmesinin cesaretiyle ve eminim ki büyük de bir zevk duyarak beni böcek misali ezmesi, daha doğrusu ezmeleri katlanılır şey değil...
Hepsinin beni bırakabilmek için bir seçeneği hep oldu, birilerinin diğer arkadaşları vardı, birinin onu seven (ancak benimkiyle kıyaslanmazsa sevmek tabi bu) onlarca kişisi vardı; gömmeleri çok kolay oldu beni, onlara tutundular, onlar onlara belki benim vicdan azabımı unutturdu belki de hiç çekmediler, onlar onları pohpohladı, aman dedi, boşver dedi, o zaten öyle biriydi dedi...
Kimse tutup bana sormadı, kimse oturup düşünmedi, boşverebiliyorlardı çünkü başka şeyleri vardı. Benim yoktu işte, benim bir sevdiğim kadın vardı ve acı bir şekilde tecrübe ettim ki seviyor olduğum halinden evrenlerce uzaktı; bir de dostlarım vardı, güya onları düşünmediğim, bir solukta tereddütsüz beni koyvermiş dostlarım; meğer roller değişikmiş, onlar düşünmüyormuş beni. Ben her an onları düşündüm, her an herkesi düşündüm ama hiç belli etmedim; şu naçiz vücudumu kesiklere bulasınlar isterlerse, fırlatıp atsınlar bilmem ne yapsınlar hiçbir şey onlardan daha önemli değildi, o yüzden onlara bu dertlerin zerresinden bahsetmedim ve onlar da bu yüzen beni işi gücü edebiyat olan, hiçbir şey umurunda olmayan bir adam gibi damgaladılar. Ulan inanacağım da, vücudumda stresten ve üzüntüden türeyen şeylerin haddi hesabı yok be!
Ben hep bir dostum ya da sevdiğim için ölmeyi falan hayal ederdim,
Hayalimi kısmen gerçekleştirdiğiniz için sağolun, kısmen olduğu içinse Allah belanızı versin.
Aferin, alkış! Bravo! Başardınız beni süründürmeyi! Bana kalsa ben kıyamayacağım yine biliyorum, o yüzden Allah'ım n'olursun sen benim gözyaşlarımı onların mutluluğuna teslim etme, n'olur artık bir tutam gün yüzü... Ayrıca fırsatını buluran onlara şu mesajı da ulaştır lütfen; eğer bir gün yedi yirmi dört etrafına söven, herkese mümkün olduğunca kaba davranan vesaire bir Alptuğ görürlerse sakın ha kınamasınlar, beni bu hale onlar getirdi, mümkünse o işi gücü şiir olan, daima herkesin iyiliğini gözeten, onlara belli etmeden içten içe onlar için fazlaca, çok fazlaca dertlenen Alptuğ'u aramasınlar. O Alptuğ taşındı, buralarda yapamazdı... Ah bir an olsun aklımdan çıksa o günler, herkesin canı cehenneme diyebilsem ama diyemem, sanki kendime ayıp ediyorum gibi gelir. Şimdi okula yeni çocuklar gelecek mesela, ufaktan tembihlerim kendime uzun zamandır "Aman ha ne birisiyle dost ol ne birisine aşık." diye; ben hep yalnızdım, bu yalnızlık benden eski, anlaşılan varmış da bir bildiği...
Ben bir kitapta okumuştum, bir Murat Menteş kitabı; bi'ekip vardı abi o kitapta, belli bir miktar para karşılığı, senin gerçekten haklı olduğuna kanaat getirdikten sonra seni üzen insanlardan senin öcünü alıyorlardı, öldürmek hariç her şekilde. İşte bugün kendime bunu sordum, böyle bir ekip olsa, deseler ki ücretsiz olarak biz sizin hakkınızı tayin edeceğiz, acaba kabul eder miydim diye. Cevabı bulmam kısa sürdü, hayır!
Sosyal medyama bakınca hiç de o kadar üzgün durmuyorum,
Belki ben de sizin gibi "göründüğüm gibi olmadığım" zaman aklımdan düşersiniz diye
Ben sadece oturup üzülmesini bilirim bilmem kaç senelik dostluklarıma, ben sadece üzülmeyi bilirim hiçbir halttan habersiz "Beni tek seven oydu." diye yıllarca gururla sayıkladığım ismin anlamsızlığına... Bakmayın şimdi böyle konuştuğuma, aylardır kendimi suçladım sadece her şey için, onlar beni suçlamanın bense kendimi suçlamanın kılıfını çok kolay buluyorduk çünkü. Anladım ki onu o çocuktan ben ayırmadım, zaten ayrılma kafasında olan o aptal çocuk beni ateşe attı; "eski" arkadaşımı da anlıyorum tabii, yıkıldı demektense "Alptuğ yıktı" demek kolay geldi, madem öyle, öyle de devam etsin bakalım. Eski sevgilime gelince, ona buradan bir lanet olsun muhakkak... Ya tamam kendi söyledi iyi biri olmadığını ve bunları hak etmediğini her şeye tamam, sadece sevdiği kişinin onu sevmesinin cesaretiyle ve eminim ki büyük de bir zevk duyarak beni böcek misali ezmesi, daha doğrusu ezmeleri katlanılır şey değil...
Hepsinin beni bırakabilmek için bir seçeneği hep oldu, birilerinin diğer arkadaşları vardı, birinin onu seven (ancak benimkiyle kıyaslanmazsa sevmek tabi bu) onlarca kişisi vardı; gömmeleri çok kolay oldu beni, onlara tutundular, onlar onlara belki benim vicdan azabımı unutturdu belki de hiç çekmediler, onlar onları pohpohladı, aman dedi, boşver dedi, o zaten öyle biriydi dedi...
Kimse tutup bana sormadı, kimse oturup düşünmedi, boşverebiliyorlardı çünkü başka şeyleri vardı. Benim yoktu işte, benim bir sevdiğim kadın vardı ve acı bir şekilde tecrübe ettim ki seviyor olduğum halinden evrenlerce uzaktı; bir de dostlarım vardı, güya onları düşünmediğim, bir solukta tereddütsüz beni koyvermiş dostlarım; meğer roller değişikmiş, onlar düşünmüyormuş beni. Ben her an onları düşündüm, her an herkesi düşündüm ama hiç belli etmedim; şu naçiz vücudumu kesiklere bulasınlar isterlerse, fırlatıp atsınlar bilmem ne yapsınlar hiçbir şey onlardan daha önemli değildi, o yüzden onlara bu dertlerin zerresinden bahsetmedim ve onlar da bu yüzen beni işi gücü edebiyat olan, hiçbir şey umurunda olmayan bir adam gibi damgaladılar. Ulan inanacağım da, vücudumda stresten ve üzüntüden türeyen şeylerin haddi hesabı yok be!
Kollardan kollara koşan kadın kadar,
Dostlarım da sevmemiş beni;
Alışkındım olmasına,
Öğrenmeseydim keşke...
Ben hep bir dostum ya da sevdiğim için ölmeyi falan hayal ederdim,
Hayalimi kısmen gerçekleştirdiğiniz için sağolun, kısmen olduğu içinse Allah belanızı versin.
Aferin, alkış! Bravo! Başardınız beni süründürmeyi! Bana kalsa ben kıyamayacağım yine biliyorum, o yüzden Allah'ım n'olursun sen benim gözyaşlarımı onların mutluluğuna teslim etme, n'olur artık bir tutam gün yüzü... Ayrıca fırsatını buluran onlara şu mesajı da ulaştır lütfen; eğer bir gün yedi yirmi dört etrafına söven, herkese mümkün olduğunca kaba davranan vesaire bir Alptuğ görürlerse sakın ha kınamasınlar, beni bu hale onlar getirdi, mümkünse o işi gücü şiir olan, daima herkesin iyiliğini gözeten, onlara belli etmeden içten içe onlar için fazlaca, çok fazlaca dertlenen Alptuğ'u aramasınlar. O Alptuğ taşındı, buralarda yapamazdı... Ah bir an olsun aklımdan çıksa o günler, herkesin canı cehenneme diyebilsem ama diyemem, sanki kendime ayıp ediyorum gibi gelir. Şimdi okula yeni çocuklar gelecek mesela, ufaktan tembihlerim kendime uzun zamandır "Aman ha ne birisiyle dost ol ne birisine aşık." diye; ben hep yalnızdım, bu yalnızlık benden eski, anlaşılan varmış da bir bildiği...
0 Yorum:
Yorum Gönder