Ankara'yı Sevmek

Bu gece 2'de İstanbul'a gideceğim ve aklımda da garip bir soru; insanlar Ankara'yı neden sevmez?
Cidden niye sevmiyorlar, ağır mı geliyor onlara, hava olarak değil de başka anlamlarda mı soğuk, yoksa ilk aşıkların canı Ankara'da mı yandı?.. Ben Ankara'yı seviyor muyum? Bu soruya evet derim ama hiçbir hissim bile yok, belki de tam burada olduğum için, başka bir yerde olmadığım için; tam olarak mecburiyet değil ama, belki de kendimi kötülememek için...
Hepimiz biliyoruz aklı başında insanın binalarla, sokaklarla, caddelerle, dükkanlarla bir derdi olmaz, hava bile sadece sevilmediği an şikayet edilir. (Adana'da güneşe ateş edilmesi bu konuda çok manidardır zira) Ankara niye bu kadar can yaktı, bunu nasıl becerdi ve daha da önemlisi nasıl o koca metropol İstanbul'dan tutun, çoğu insanın yerini dahi bilmediği Batman bile onun kadar olamadı. Sevmediğim ve de umurumda olmayan bir siyasiden alıntıyla "La bu Ankara bize ne etti?"

Benden bahsedecek olursak çoğunuz mevzulara hakimsiniz zaten, şimdi tekrar dillendirmenin lüzumu yok. Ancak Alaska'ya taşınmayı çok istemiştim bir ara, neden öyle bir şey istediğime dayanaraktan bu soruyu cevaplandırabilirim aslında;
 O zamanlar bu düşünceyi kendime itiraf edemediysem de, insan az olduğu içindi, daha doğrusu geçmişten tanıdık birisine rast gelme ve yeni biriyle tanışıp, ona karşı bir şeyler hissedip hayatımı yeniden mahvetme ihtimali neredeyse en aza ineceği için. Yoksa ne yapacaksın Alaska'yı di'mi? her şey insanda başlayıp bitiyor. Göze aldığımız bir, iki, üç, beş derken sadece şehirden çıkarttık hıncımızı, taş, toprak, hava. Ankara sevmediğimiz insanların toplamı, Ankara kötü geçmişimiz, o da, bu da, şu da, sen de, ben de hepimiz Ankara. Elin bilmem nerelisi anlamayacak bu dediklerimi, burada yaşayanlar dahi anlamayacak aslında ama kafalarında bir şey şekillenecek...

Bilmem kaç senelik Ankara'nın nesini anlatayım, kendimden de bir şeyler katacak mecalim bulunmamakta. Bitti bence...

0 Yorum:

Yorum Gönder