Unutmam

"Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu,ağlardım"diyen usta ne güzel demiş.Ben mi?daha güzelini derim belki,ama anlamı yok.Öncelikle şiddetle istirham ederim ki aşağıdaki şarkıyı açıp da okuyunuz...Sade bir teşekkür,belki biraz da tebessüm;daha fazlası olamazdı zaten lakin ben bunu da unutmam tabi.İstemek günahtı,mevzubahis oyken herhangi bir istemek benim için hep kusursuz günahtı zaten de konu bu değil...Hem ben de mesaj atamadım zaten,arayamadım,zira numarasını silmiştim;çok kolay alırdım da zati bundan silmiştim,gözleri değilse de resmi falanı filanı,onu anımsatan binbir türlü ıvır-zıvır gözlerime değince felaketim oluyor,toplum içinde değilsem eğer ağlamaktan da daha ötesidir kafi;mesaj atamayışımın yahut arayamayışımın bundan gayrı sebebiyse,ben onunla doğrudan iletişim kurma fikrine henüz hazır değilim ve muhtemelen de olmayacağım,bunu o bilmeksizin ona rastladığımda bana olanlarca anladım geçenlerde bir kör sabah,fazla zaman geçmedi ama inanın o anı bile seneler sonra unutmam;unutmadığım çok şey var da,hepsini anlatmayayım...
Hödük değilim yoksa,beni buraya gömün ama ben odun değilim.Bunu da yazmayacaktım aslında,bazen kızdıkları oluyor tek yazdığın kızlar falan diye ve de haklılar;ama yazmasam olmazdı,dokuz senedir tanıdığım,bu senelerin dördünü aşık(ki içinde bulunduğumuz zaman ne idüğü belirsizdir)kalanını da dost yahut ona benzer geçirdiğim,bütün bu edebiyatımın başlamasına alenen sebep olan ana kahraman için bunu yazmasam olmazdı;çünkü ne olacağını da bir yana bırakın ama,o herhangi biri olamaz bende...

Yazmayacağım da bir daha,belki bir sene daha geçip bu gün tekrar gelene kadar;özlememin de etkisi oldu gerçi itiraf edeyim,zira ben unutmamamdan çok hatırlarım;ondan sonraki kimse ne onun kadar aşık olunacak çıktı,ne onun kadar dost kalınacak,lakin hepsi de ondan bolca yanlış çıktı...Bu hikayede yanlışlar doğruyu götürmedi,doğru zaten gitmişti ve yalnızlar sanırım içimdeki benlerden birini aldı götürdü ben en çok buna yanarım;şu an etrafımda dost diye falan filan diye gezenin yüzde doksan dokuzuna tercih ederim onu ihtimal olsa,o yüzde bir de bana kalsın,kimler olduğunu düşünmedim ve düşünmeyeceğim...
İnsan eski günlere gitmek istiyor böyle ister istemez senelerin akıp gittiği hadisesi gözlerine sokuldukça;artık öyle iki şarkı koyup,iki kelam edip,gazozla bisküviyle falan üstü örtülüp geçilemiyor sanki bazı geçmişin,olmayışının ve olmayan geleceğin ama en çok da olan andaki olumsuzluğun sanırım.Haksız mıyım?
İnsanlar ondan sonra gelenleri onun gibi sevemediğim için beni suçluyor ya çok garip orası,onların hepsi iki yüzlüydü,öyleydi-böyleydi,uymuyordu-etmiyordu,bilerek-bilmeyerek üzüp gidiyordu;ama ben onu hiç bir zaman anlatamadım ki iyi insanlara,her şeye karşın aramızdaki "rağmen"leri,aramızdaki o değişik bağı.Tamam o değildi ve ben aşıktım(ki bunu da asladır unutmam) ama yalnız bu değil,dokuz sene böyle hök diye geçemez afedersin(öyle de unutmam),onun da bana karşı hiç yoksa bir sevgisi vardı ve ben bunun tam da bu sene dost dost diyen biri durduk yere çekip gittiğinde farkına vardım,işte o zaman onu aradım,anladım;zira o bile değil yalnız ben bilirim aramızdaki diyalogları bile ezbere,türlü yaşanmışlığı,onun bilmediği onunla alakalı ama onu ilgilendirmediğine yemin edebileceğim türlü gerçeği de öyle,unutmadığım tek şey doğumgünü değil yani,çok şeyi unutmam.Sadece benden ona değil,inanın inanmayın umurunda olmaksızın gerçekten de "ikimizin" arasında ne aşka ne dostluğa sığdırabileceğimiz eşsiz bir şey oldu,vardı,kalmıştı,belki de duruyor...

Şimdi ne mi yapıcam mösyö,başka şeyler yazıcam;çünkü bu bir yazı ve burada mürekkep tükendi,söz tükendi,ama ne unutur ne silerim...

0 Yorum:

Yorum Gönder