Yıllar Sonra Ona

Seneler sonra bugün size tekrardan o kadından bahsetmem gerek gibi hissediyorum affedin,dile kolay geçmiş dokuz koca sene ve sonrasında bence geçememiş iki sene daha,bundan sadece sekiz gün sonraysa onun doğumgünü(belki de altı)Hafızamın kuvveti umurumda olmaksızın bir an bile unutmadığım buna benzer irili ufaklı onca detay var ve belki de ben unutulmuş bir adam,senelerin ardındaki herhangi kimseyim ister istemez.Bakın eğrisi doğrusu her şeyiyle çok sevdim ben bu kadını,bir kimsenin onu benden daha çok sevemeyeceği ihtimalinin gerçekliğine el basarak.Şimdi mi?İtiraf etmek gerekirse yıllar içinde özledim de,aradım da,unutmak da istedim,kendimi de suçladım;daha geçen sabahın köründe...Neyse...
Sözün özü ona karşı hep bir hissim oldu,eskiden aşk,şimdiyse sevgi,ilgi ya da artık kim ne derse umurumda değil;ama buna karşın doğumgününü bile kutlayamamak koyuyor,ben ona telefon açamam,mesaj atamam,bir şey yapamam;daha evvel çok çok anlattım onu anımsadığımda ne olduğunu.onu en son gördüğümdeyse bende ne olduğunu yalnız ben biliyorum...
Ona karşı iyi kötü bütün hislerin,bütün halleri,bütün bu yaşanmışlıklar benim içimde birbirine giriyor ve ben açıkçası onu hala eksilmeksizin sevdiğimi(ne anlamda anladığınız umurumda bile olmaksızın)ona belli edemeyrn muhtemelen hiç yahut herhangi bir adamım,eski,basit,sıradan,herkes gibi;bu saatten sonra özel bir muamele görmek istediğim yok ama onun gözünde böyle olduğumu düşünmek beni öldürüyor ve bunu dindirmenin tek yolu ona sorup öğrenmek lakin kim olarak ve ne haddime,ayrıca bu sorunun cevabını bilmeyi hem istiyor hem de istemiyorum,o kadar ki bu iki çelişen durum birbirini öyle bir sıfırlıyor ki ölüyorum.NOKTA...

Onun suçu yok,ben değiştim,belki o daha da değişti,eski günler kötüydü,daha da eskisi biraz güzeldi,dahası benim elimde değildi bu,bunu ben istememiştim,onu herhangi çokluktan çok istemiştim;şuan bile gelse aşkı geçip,etrafımdaki herkesten daha iyi arkadaşım olacağını biliyorum(en azından tanıdığım halini)bana bütün söyledikleri ezberimde,her şey;ama haberim yok ve olmasın da çünkü görürsem öleceğim,kendi kendine kafasında kurmuş küsmüş barışmış bir adamım zamanında ve tahminimce tekrardan aşık olacağım ya da düşüp bayılacağım.Özlüyorsun ama daha iyi görmeyince,batıyor batmasına ama yakmıyor en azından...
Başka çok türlü olabilirdi,olsaydı,olsaymış,hatta ve hatta elimde olmayan bir keşke bile ama,olsa değil artık,yazık ki değil.Ben eski ben değilim ama eski biriyim,sense bilemediğim ve bilmeyeceğim denli yepyeni;sen sevilmeye,yapabilip yapamadığım türlüşeye herkesten değer birisin,senden sonra kimi umduysam etmediğini bırakmadı ama sen dokunmadın;bu yangın benim içimden ölünme,keşkem sana değinmeseydi;seni özlediğim de sade bundan,kaçtığım da güzel kız,sen benim hür bir haya'msın,güçlüktür ki geçmiş kalacaksın;ben bunu yıllar önce kabullenmiştim de ilkinde,yıllar ben gibi davranamamış olsa gerek halen içime dokunur.Bari geçen sabah görmeseydim seni,ne sen bildin ne bir şey,bu da ne yaşamak zaten...

Ve tüm bu satırların alakasız bir sonu olarak,
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ve belki de ilk defa yazarak bile anlatamadığımdan eminim kendimi ama,
Doğum günün kutlu olsun matmazel,sana daha önce söylemediğim bir kelime bu...

0 Yorum:

Yorum Gönder