Özledim Senyorita

Çok özledim seni biliyor musun matmazel.Şaşırma,bu ara nedense seviyorum Fransızca,matmazel,madam vesaire vesaire...
Sen de özledin mi beni diye geçiyor aklımdan,deli olduğumu düşünmesinler diye yalnız iç sesimle dahi olsa anıyorum seni çoğu zaman.Sen diye biri yok,hiç görmedim seni,adını-sanını,ismini-cismini bilmem etmem,bir gün hayatıma gerçekten girecek misin orası bile muallak ama ben pes etmem...
Sahi çok oldu seninle konuşmayalı,daha doğrusu sana yazmayalı;çünkü görmeyecek bile olsan benim buna yüzüm yoktu anlayışla karşıla,kapattım kendimi de zaten iyice kadınlara(yahu vallahi,billahi kapattım) o malum saçmalıktan da sonra.Ama gelmene şüphelerim düşüyor bazen,ki bizim bir kız var(buraya kız yazmamdan kendinden bahsettiğimi bilecek derecede birisi bu),işte o kız da durup durup sürekli senin geleceğinden söz ediyor falan ve açıkçası biraz fena oluyorum;yanlış anlama da senin geleceğine ben bu denli inanmadım,işte bu pek utanç verici...
N'olur çık gel artık duramıyorum,basit bir şarkı,şiir,durum,his aklıma var olmamış ve olacağının da garantisi olmayan,varsayımımdan ibaret seni aklıma getiriyor;bunun üzücülüğünü tahmin edemezsin.Yalnızım da biraz üstelik,"yalnız bırakılmış" değilim yanlış anlama;insanlar yetmiyor,ellerinde olmaksızın çoğu zaman anlamıyor ve ben gerekli olanı üstüne üstlük çaktırmadan bağırmaktan yoruldum,hatta anlarımı seninle tasvir etmekten öylesine...

Seni biraz daha bu tevazuyla seversem insanlar senin var olduğuna inanacak ve onları yok olduğun gibi nefret ettiğim bir gerçeğe inandırmak için çaba harcamak benim için yeis bir hal alacak...

Ben mutsuz değilim(yani hasbelkader sensizlikte işte),ama senin canını sıktıkları doğuyor içime uzun zamandır,içimdeki bu yalnızlık hissinin de büyük çoğunluğu seni yalnız hissetmemden esasen;üzmüşler,kandırmışlar gibi seni,bana ihtiyacın varmış gibi.Şu an şu dakika dahi sana koşacak gücü toplamam bir an bile etmez,böyle bir durumda ne yöne gideceğini bilmemek o kadar elzem ki...
Sana kavuşacağım anın tasvirini yapmıyorum artık,sen olmadıkça bir süre sonra çok sıkıcı oluyor milyarıncı falan denemelerde.Birsen diyor ya"Delikanlı yoruldu,bir o yana bir bu yana savruldu..." o hesap işte...
Yazılarımı da bir kenara bırak,bir şekilde,olduğu kadar gelsen,birbirimize aidiyetimizin ne somut ne de soyut herhangi kanıtının olmayışına nazaran bir olsak,artık vuslata,aşka tanık değil de kanıt olsak...
Geleceğinden emin olsam,onu da geçtim varlığından haberim olsa sıkıntı yok da,binde bin gerçek ve gerçekçi,ama çok fazla kağıt üstüsün.Gelsen utandırırız bak,sevmeyeni,gideni-terk edeni,aşka inanmayanı,bilmeyeni...

Her şeyi sana bırakan aptal bir adam olmaktansa şöyle diyorum bu defa;
Yakınlarımda,görebileceğim kadar açık bir kapı bıraksan ve ben de onca senelik bekleyişin ardından vuslatın aşkına selamsız sabahsız dalsam ne var sanki?Çok şey mi istiyorum,evet sadece sen,henüz var olmayan,varsa da karşılaşmadığımız bir kadına göre hayatımda çok fazlasın...
Özledim senyorita,ha gayet...

Bu şarkı ikimizin olabilir bu arada...

0 Yorum:

Yorum Gönder