Masal

Dinozorlardan kurulu bir kervanın başında saksafon çalan kızıl saçlıyı hatırladınız mı?İşte o günden beri mumbar dolması kıvraklığındaki düşüncelerim tek atlı bir boynuz doğurmaktaydı,tüm bunlar olurken tek satır yazamadım haliyle."Vidanjörlerden kurulu bir ordum var,belediyem olur musun?"demediğim her vakit masum kırmızıgüllüğümün üstüne oturdum o derece.Esnerken ağzını tam olarak höğuğayt şekliyle açıp ğüüüh ve benzeri sesler çıkartan bir mahluktan ne beklenebilirdi ki?Murat gilin damı mevzusu her daim şuramı acıtır mesela;bakkalı geç oradan sağa dön kime sorsan gösterir.Neden çocuklara doğumgünü hediyesi eşek almazlar anlamam örneğin,hatta şu "Vini dı pu" daki gibi kurdeleli falan..Ne zaman oyun havası oynayan bir hippi görsem aklıma ilişen bir düşüncedir bu,zaten bir bu bir de doktor Oetker'in kızının ikide bir "Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?" sorusunu sorduğudur.Vakit bir karbüratör kapağıyla yapılabilecek uluslararası bir devrimin ana hatlarını belirtmektedir,çünkü muhasebeciler tehlikeli insanlardır,sanırım Ayşe de buna dahil,Ayşe dedim de Orhan Gencebay'ın Ayşem (Ayşen de olabilir) şarkısında değişik bir tonlamayla "Aişşem" deyişi kulaklarımda çınladı...
Neyse ne diyorduk biz;koskoca katinatta şu perde takıldıktan sonra kornejin sonuna iliştirilen beyaz şey kadar önem arz etmeyen dünyanın yalnızlığına kadeh kaldırılır,tirbüşonu nereye koydunuz?

Endemik bir tür olan bu yazı da nihilistlerin şekerini çalmak babında gerçeklikler sunuyor,şu an belki de binlerce insanın çıkarıp kenara fırlattığı çoraplar gibi;hatta bu öyle bir fırlatış ola ki yassı bir diyalektik o an vücut buluyor,dolmuşta para üstü alırcasına.Anadolunun amipdalasından kopmuş gelen bu yığın düşüncem kimce anlaşılma özenine tabii tutulur ki gecenin bu vaktindr,boşuna demiyorum ben her özgürlük heykeli kendi meşalesinden asılır diye.Emekli olup Ayvalık'a yerleşemediysek hala,utansın o vakit pırasa ve lahana.Haydi bre hak,kah kapak,kah da agah...
Eflatun zülüfleri tel tel olmuş yarlar içinde bu yazı gayet de normal,aç beyaz bandanayı bir göreyim yüzünü,bul kısa malborayı da ben sigara içmiyorum basayım sana küfrü.Barbi bebeğin kopmuş kafasındaki o buruk gülümser ifade tadındaki bir pazara uyanmak üzereyken uyanmak şart oldu,küt hecelerden kül kedilerine "endırsın"dan masallar gibimde bitirme vakti;
Deve,pire ve berber (ki ondan pek emin değilim) rulet oynarken biz ufaktan kaçalım ve size de malum masallar;
Bir gün bir gün bir çocuk,aşka da düşmüş kimse yok,açmış bakmış yüreği(bekleyin imdi yırtılır),karşılıklı da olur sanmış aşkı,fondip fondip bitirmiş,mutlulukan gebermiş..Dur biraz,masal falan değil di'mi bu?Yok yok siz en iyisi hiç yazmadım sayın bu yazıyı;çok canım sıkılıyor,at dikizleyelim istersen...

0 Yorum:

Yorum Gönder