Bağırtı


Bilmediğim şeyler çağırıyor beni 
Bir bağırtı artık kısıksa da devamlı orda
Kendini hatırlatıyor bilmek, biliyorum
Pek çok şeyce vuruluyorum,
Düşüyor ama düşünülmüyorum
Ne olmadığımı, kimler kimler olamadığımı

Yanıkları bedenimde hala yanılgılarımın
İnançların bedeli paranoya, aksi rüya
Tadı gibi ama tadı olmayan, benim yakışırdığım
Çok güzel şeyleri vardı geçmişin. Olsaydı yani.
Yeterince net olmayı becerebildiğim gün
Hiçbir şey değişmemiş, kalbim durmuş olacak.

Karanlık yeterince yabancı değil artık,
Yalnızca somut değil artık hep evimdeliğim
Bu karanlık, bu teklik benim.
Denedim ve bana hitap etmiyor artık 
Bilmediğim o çağrı işte, yabancılıyorum. 
Önce insanlara yaklaşmaya çalışıp, sonra sanki onları kafamda kurmuşumcasına tat alamıyorum.

Tadım kaçık, boğazım kuru, gönlüm kırık. Hep ama hep sızacak, unutabilse bile.
Sizlerin gündelik hayatta dikkat etmesine gerek olmayan o kadar da önemsiz detaylar, benim ne kadar haklı olduğumdur yalnızım derken.

Bunu mezuniyet fotoğraflarımda, düğünümde, bu gibi şeylerde göreceksiniz ama ben söylemesem dikkat bile etmeyeceksiniz, ne eksik, fark ne diye. Çünkü farkında olmadan bana böyle alıştınız, işin kötüsü ben de öyle.

Duyulsa keşke bağırtım uzak yakın, bu çare değilse bile tanık olma çağrısıdır insanlık, bitiyorum işte. 

0 Yorum:

Yorum Gönder